Bozkurt, kurbanın hem toplumsal hem de manevi yönü bulunan mali bir ibadet olduğunu hatırlatarak, Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanların "udhiyye" olarak adlandırıldığını ve bu ibadetin bayram namazı sonrasında başladığını ifade etti.
Hanefi mezhebine göre bayramın üçüncü günü gün batımına kadar, Şafiilere göre ise dördüncü güne kadar kurban kesilebildiğini belirten Bozkurt, vekaletle kurban kesen kurum ve kişilerin bu dini hassasiyete dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
“Vekiller, müvekkillerin hassasiyetini gözetmeli”
Bozkurt, bazı kurumların, taahhütlerini erken tamamlamak amacıyla bayram namazı öncesinde kurban kestiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Vekalet veren kişi, kurbanını bayram namazından sonra kesecekti. Dolayısıyla vekaleti alan kişi veya kurum da bu hassasiyete uymalı. Bayram gününden ve namazdan önce yapılan kesimler geçerli değildir.”
Gece yapılan kesimlere de dikkat çekti
İbadetlerin belirli vakitlere bağlı olduğunu dile getiren Bozkurt, arife günü veya bayram gecesi yapılan kesimlerin de ibadet kapsamında sayılmadığını belirtti.
“Bu durum, sabah namazı vakti girmeden namaz kılmak gibidir. Kurban kesiminde de vakit çok önemlidir,” diye konuştu.
Güvenilir kurumlar tercih edilmeli
Vekaletle kurban keseceklerin, güven veren ve organizasyon kabiliyeti olan kurumları seçmeleri gerektiğini belirten Bozkurt, vekaletin de kapsamlı olması gerektiğini ifade etti.
“Kurban şartlarına uygun bir hayvanın temini, dini usullere göre kesimi ve etlerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması süreçlerini kapsayan bir vekalet verilmelidir. İmkânları sınırlı olanlar değil, güvenilir kuruluşlar bu görevi üstlenmelidir.”