FAZLA SAMİMİYET SAYGI BOZAR MI?

FAZLA SAMİMİYET SAYGI BOZAR MI?
Günlük yaşantımızda illa çok yakınımız, arkadaşımız, dostumuz diyebileceğimiz insanlar mutlaka vardır. Olmazsa eğer aynaya bakmamız gerekir diye düşünüyorum.  Çocukluk ve okul arkadaşlıklarında, üniversite ya da yurt...

Günlük yaşantımızda illa çok yakınımız, arkadaşımız, dostumuz diyebileceğimiz insanlar mutlaka vardır. Olmazsa eğer aynaya bakmamız gerekir diye düşünüyorum.  Çocukluk ve okul arkadaşlıklarında, üniversite ya da yurt arkadaşlıklarında, komşuluk ilişkilerinde mutlaka çok samimi olduğumuz, dost meclisi kurduğumuz ilişkilerimiz mutlaka olmuştur.

Hayat şartları bazen insanları eşit şartlarda, aynı seviyede tutmayabiliyor. Kimimiz doğuştan şanslı geliyoruz dünyaya. Ölesiye verilen mücadelelere tanıklık ediyoruz, başarılı olduklarımızda oluyor yetersiz kalınmışlarda. Aynı okulu okumuş, aynı şehirde doğup büyüyen eski arkadaşlar eşit makam ve mevkide olamayabilir. Herkes kaderinde olanı yaşar, kısmette olan başa gelir. Bugün en sevdiğimiz en değer verdiğimiz en kıymetlimiz olması gereken değerinin çok üstünde bir yerdeyken bir bakmışız devran tersine döner yerler ve roller yer değiştirir. Önemli olan samimiyetin dozunu ayarlayabilmek. Çok samimi olmanın verdiği durum ile arkadaşlık, dostluk ilişkileri karıştırılmamalı. Ev sohbetlerimizde senli benli olduğumuz arkadaşımız, dostumuz başkalarının yanında bir temsil makamı olarak bilinen saygın biridir. Bizim arkadaşımız, dostumuz olması üçüncü şahısların yanındayken yapılan muhabbetin dozunu kaçırmamayı gerektirir.

Bilinen bir gerçek de şudur; tüm kaybedişler samimiyetsizlikle başlar. Fazla samimiyet nasıl saygıyı bozuyor ise samimiyetsizlik beraberinde kaybedişi doğurur. Arkadaş kaybettirir, dost kaybettirir, itibar kaybettirir, zaman kaybettirir… kaybeden olmamak için samimiyeti yerinde, zamanında ve dozunda kullanalım. Arkadaşlıklarla, dostluklarla makamlar karıştırılmamalı.  “   değer verdiğin şey, layık olanda incili kaftan layık olmayanda yamalı fistan gibi durur” diyen Hz Mevlana gibi her şeyi layık olduğu gibi bırakmak en hayırlısı.

Aynı fikirlere sahip olup anlaşmak mesele değil, asıl mesele; farklı düşüncelere fikirlere sahip olup karşındaki kişiye saygı duyabilmek, bu eylemi başarabilene de günümüzde insan denilebiliyor.  Samimiyetin dili yok aslında, ama samimi davranan her insan gözleriyle, mimiklerle ne kadar samimi olduğunu anlatabiliyor, çoğu kişide olamayan yüreklerin  konuştuğu dildir samimiyet. İnandığımız bir yolda beraber yürüyebileceğimiz bir yol arkadaşı arıyorsak her şeyden önce samimi bir arkadaş olduğumuza inandırmalıyız.

Gerçek samimi davranan kişilerden uzaklaşmamak fayda getirir. Vefayı ve samimiyeti ilk prensiplerimiz arasında sıralamaya koymalıyız. Samimi yüreklere selam olsun.

Sevgiyle…

Bu haber toplam 8155 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.