Deprem Uzmanı İzmir İçin Uyardı: En Riskli Fayı Açıkladı, Büyüklük Tahminlerini Paylaştı
Sözbilir, İzmir’de ve Türkiye genelinde binaların yaklaşık yüzde 60’ının depreme dayanıklı olmadığını vurguladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından düzenlenen Bilim Kafe Sohbetleri’nin üçüncü konuğu olan DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, hem Türkiye’de Balıkesir merkezli yaşanan sarsıntıları hem de İzmir'i bekleyen deprem risklerini detaylandırdı.
İzmir’in yapı planı güncellenmeli
Sözbilir, İzmir deprem master planı hakkında şunları söyledi:
“İzmir’in ilk deprem master planı 2000 yılında oluşturuldu. Aradan 25 yıl geçti ve bu süreçteki yapılaşma plana dahil değil. Bu nedenle mevcut plan, günümüz koşullarına göre bilimsel anlamda yeterli değil ve mutlaka yenilenmesi gerekiyor. Bugün yürütülen yapı envanteri çalışmaları, İzmir’de ve Türkiye genelinde binaların yaklaşık %60’ının depreme dayanıklı olmadığını ortaya koyuyor. Ancak bu oran, her depremde şehrin tamamının aynı şekilde etkileneceği anlamına gelmez. Örneğin Bergama fayı kırıldığında İzmir merkez çok az etkilenebilir fakat Bergama ağır hasar görebilir.”
Sözbilir, İzmir çevresinde 17 aktif fay ve aktifliği kesinleşmemiş 4 fay ile birlikte karada toplam 21, denizde de buna yakın sayıda fay bulunduğunu belirtti:
“Yaklaşık 40 fay İzmir’i etkileyebilecek potansiyele sahip. Körfezin doğal güzelliği bile aslında bu fayların oluşturduğu jeolojik süreçlerin ürünü. Bu nedenle fayları doğru anlamak, doğru yerleşim için kritik önemdedir.”
“Ölü faylar bile yeniden aktif hale gelebilir”
Hasan Sözbilir, fayların zamanla doğup, büyüyüp ardından etkinliğini yitirebildiğini ancak tamamen “ölü” sayılan fayların bile bazı koşullarda yeniden aktifleşebileceğini anlattı:
“Son günlerde Sındırgı çevresinde yaşanan, sayısı 20 bini aşan depremler bunun örneği. İlk 6.1’lik depremin ardından artçıların dağ içine doğru ilerlemesi, bölgede daha önce haritalanmamış fayların kırıldığı anlamına geliyor. İlk günlerde ‘hangi fay kırıldı?’ sorusunun cevabı bulunamadı çünkü beklenen Sındırgı fayı değil, gerisindeki başka faylar çalıştı. Arazi çalışmalarında dağın içinde çok sayıda ölü fayın yeniden hareket ettiği görüldü.”
Sözbilir, 6.1’lik ilk depremin ardından diğer kolun tetiklenmesiyle 6.1–6.2 büyüklüğünde ikinci depremin meydana geldiğini, bunun yeni bir deprem riskini arttırdığını ifade etti:
“Devletin bölgeyi ‘afete maruz bölge’ ilan etmesi, hasarlı yapıların boşaltılması ve 5.1–5.2 büyüklüğüne kadar çıkabilecek artçılar için yapılan uyarılar bu nedenle yapıldı.”
“İzmir için en riskli fay, İzmir fayı”
Sözbilir, İzmir’deki fayların büyük kısmının uzun aralıklarla deprem üreten “tembel faylar” olduğunu ancak bazı fayların daha büyük tehlike barındırdığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
“İzmir için en riskli fay İzmir fayıdır. Güzelbahçe’den başlayıp Balçova, Narlıdere, Konak, Altındağ ve Pınarbaşı’na kadar uzanan bu fay, kuzey eğimli yapısıyla tüm körfezi etkileyebilir ve çalışırsa en fazla can kaybına yol açabilecek faydır. Bu fayın son büyük depremi 1688’de olmuştur. Deprem üretme aralığı en az 1000 yıl olduğu için yakın dönemde yıkıcı bir deprem beklenmez; en fazla 3–5 büyüklüğünde depremler üretebilir.”
Ancak Sözbilir, başka fayların daha yüksek potansiyel taşıdığını da vurguladı:
- Tuzla fayı, 7.2 büyüklüğüne kadar deprem üretebilecek kapasitede.
- Seferihisar–Gülbahçe fayı ise yaklaşık 3000 yıldır deprem üretmiyor, son depremi 1389 olduğundan ciddi zaman doluluğu taşıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.