İmamoğlu'nun Diploma Krizinde Gelişme: Mahkeme Yürütmeyi Durdurmadı

Mahkeme kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin ikinci fıkrasına atıf yapılarak, yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için hem işlemin açıkça hukuka aykırı olması hem de uygulanması durumunda telafisi güç ya da imkansız zararlar doğması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği hatırlatıldı. Dosya incelendiğinde bu şartların oluşmadığına hükmeden mahkeme, yürütmenin durdurulması talebinin oy birliğiyle reddine karar verdi.
Kararda ayrıca, taraflara, bu karara karşı 7 gün içinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz edilebileceği bildirildi.

Dava Süreci
İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan tarafından İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 18 Mart 2025 tarihinde verdiği diploma iptal kararına itiraz edilmişti. Dilekçede, söz konusu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali talep edilmiş, ayrıca duruşmalı inceleme yapılması da istenmişti.
Dava dosyasına, İmamoğlu’nun lise diploması, üniversite not belgeleri, yatay geçiş evrakları, ÖSYM kılavuzları ve konuya ilişkin akademik görüşler de delil olarak sunulmuştu.

Diploma İptal Süreci
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 18 Mart 2025’te yaptığı açıklamayla, aralarında Ekrem İmamoğlu'nun da bulunduğu 28 kişinin diplomasının iptal edildiğini duyurmuştu. Kararın gerekçesi olarak “yokluk” ve “açık hata” unsurları gösterilmişti.
Bu süreç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmayla eş zamanlı ilerledi. Başsavcılığın, Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) hazırladığı rapor doğrultusunda yürüttüğü soruşturmada, İmamoğlu’nun diplomalarının sahteliği iddiası araştırıldı.
Soruşturma ve İddianame
18 Eylül 2024 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bir başvuru üzerine başlayan süreçte, 1 Ekim 2024’te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet dilekçesi sunulmuştu. Soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun KKTC’deki University College of Northern Cyprus adlı eğitim kurumunda öğrenim gördüğü, ancak bu kurumun YÖK tarafından tanınmadığı belirtildi.
İddianamede, İstanbul Üniversitesine yapılan yatay geçişin usulsüz olduğu, kontenjanın haksız şekilde artırıldığı ve öğrenci kayıtlarında gerçeğe aykırı bilgiler kullanıldığı öne sürüldü. Belgelerde, İmamoğlu’nun geçiş yaptığı üniversite, Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi gösterilmiş, ancak gerçekte YÖK’ün tanımadığı bir okuldan geldiği iddia edilmişti.

Suçlama ve Talep Edilen Cezalar
İddianamede, Ekrem İmamoğlu’nun “resmi belgede sahtecilik” suçunu zincirleme şekilde işlediği öne sürülerek, 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Ayrıca, olası bir mahkumiyet durumunda Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, bazı haklardan yoksun bırakılması da istendi.
İddianamede, İmamoğlu’nun hileli belgeyi yüksek lisans başvurusu, askerlik işlemleri ve Yüksek Seçim Kurulu nezdinde kullandığı da vurgulandı.