Musluk Suyu İçenler Dikkat: PFAS Kimyasalları Kansere Yol Açabiliyor
Yapılan araştırmalara göre, musluk suyunda bulunan bazı kimyasallar kanser oranlarında artışa sebep olabiliyor.
İnternet haber sitesinde yer alan habere göre, insanların suya olan ihtiyacı her alanda kendini gösteriyor. İçme sularının güvenli ve ayrıştırılmış olması gerektiği sıklıkla göz ardı ediliyor; bu da çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına yol açıyor.
PFAS: “Sonsuz Kimyasallar”
Suya, yağa ve ısıya dayanıklı özellikleri nedeniyle onlarca yıldır yapışmaz kaplamalardan yangın söndürme köpüklerine kadar birçok üründe kullanılan PFAS adı verilen kimyasallar, kolay parçalanmadıkları için toprakta, suda ve canlılarda birikiyor.
Kanser Türlerinde Artış Görülüyor
Uzmanlar, PFAS tespit edilen bölgelerde özellikle sindirim sistemi, tiroid, solunum yolu ve bazı baş-boyun kanserlerinde artış gözlemledi. Erkeklerde böbrek, mesane kanserleri ve lösemi, kadınlarda ise tiroid ve ağız boşluğu kanserleri öne çıktı.
Araştırma Nasıl Yapıldı?
Çalışmada, ilçe düzeyindeki kanser verileri, kamu su sistemlerinden elde edilen PFAS ölçümleri ile karşılaştırıldı. Sigara kullanımı, obezite, gelir farkları ve hava kirliliği gibi diğer risk faktörleri de analizlere dahil edildi. Bulgular, farklı kanser türleri ile PFAS arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
PFAS’ın Etkileri
Bazı PFAS türlerinin hormon sinyallerini bozduğu, karaciğere yük bindirdiği, kronik inflamasyonu artırdığı ve genlerin işleyişini değiştirdiği biliniyor. Bu etkiler, kimyasallar ile kanser arasındaki bağlantıyı daha da güçlendiriyor.
Korunma Yolları
Uzmanlar, kamu su sistemlerinde PFAS için getirilen yasal sınırların daha da sıkılaştırılabileceğini belirtiyor. Evlerde ise aktif karbon filtreleri veya ters ozmoz sistemleri kullanılması ve filtrelerin düzenli değiştirilmesi öneriliyor. Kendi kuyusunu kullananlar ise sertifikalı laboratuvarlarda su testi yaptırmalı.
Araştırma, bireysel bazda kesin kanıt sunmasa da kamu içme sularındaki PFAS yoğunluğu ile kanser vakaları arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, güvenli suya erişim için sıkı denetimler, yeni arıtma teknolojileri ve uzun vadeli izleme çalışmalarının hayati öneme sahip olduğunu vurguluyor.
Kaynak:İNTERNET HABER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.