Büyükçekmece’de denizden halıya sarılı ve elleri ile ayakları bağlı şekilde çıkarılan Sedef Güler’in ölümüne ilişkin 3 sanığın yargılandığı davada yeni duruşma görüldü. Tutuklu sanık Yavuz Güngör, SEGBİS üzerinden savunma vermek istemediğini belirterek “Hiçbir şey yapmadık biz. Kız zaten uyuşturucu bağımlısıydı. Geldi, içti, öldü” şeklinde konuştu.
7 Haziran’da Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili’nde tüyler ürperten bir manzarayla karşılaşılmış, denizde elleri koli bandıyla bağlanmış, halıya sarılı ve ağırlık bağlanmış bir kadın cesedi bulunmuştu. Kimliği belirlenen kişinin 24 yaşındaki Sedef Güler olduğu anlaşılınca, yürütülen soruşturma sonucu 3 sanık hakkında iddianame düzenlendi.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Yavuz Güngör SEGBİS sistemiyle katıldı, diğer sanık Fırat Baykara ise salonda hazır bulundu. Güngör, savunmasını mahkeme salonunda yapmak istediğini belirtti.
Sanıklardan Fırat Baykara’nın avukatı bulunmadığı için savunması alınamazken, müşteki avukatı heyeti reddettiklerini belirterek “adil bir yargılama yapılmadığı” gerekçesiyle reddi hâkim talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve savunmaların alınması için duruşmanın ertelenmesine karar verdi. Ayrıca, reddi hâkim talebinin değerlendirilmesi için dosyanın 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmedildi.
İddianamede yer alan detaylar
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Fırat Baykara, Yavuz Güngör ve Yiğit Hüseyin Ayvalık şüpheli olarak yer aldı. Güler’in ellerinin koli bandıyla, ayaklarının ise zincir ve dambılla bağlandığı belirtildi. Cesedin sarıldığı halı üzerinde bir halı yıkama firmasına ait etiket bulununca, polisin ulaştığı Zafer E. halının bulunduğu evi Fırat Baykara’ya kiraladığını söyledi.
Yapılan incelemelerde Sedef Güler’in 4 Haziran’da Yavuz Güngör’ün kızı ile birlikte yaşadığı eve geldiği, burada çıkan tartışmanın ardından başka bir adrese geçtikleri aktarıldı. İddialara göre, Güler burada henüz belirlenemeyen bir nedenle öldürüldü. 6 Haziran’da sanıkların bir araya gelerek cesedin paketlenmesi için gerekli malzemeleri aldığı ve cesedi 7 Haziran’da denize attıkları belirtildi.
Baykara’nın ifadesine göre, cesedi gördüğünde haber vermek istedi ancak Yavuz Güngör silahla tehdit etti. Güler’in cesedini birlikte sardıklarını ve denize attıklarını anlattı. Yavuz Güngör ise olaydan önce Güler ile eve geldiklerini, sonrasında rahatsızlandığını ve sabah da kötü durumda olduğunu söyledi. Güler’in cesedini halıya sardıklarını kabul etti.
Ayrıca, Yavuz Güngör’ün Yiğit Hüseyin Ayvalık aracılığıyla Yunanistan’a kaçtığı ancak daha sonra Türkiye’ye iade edilerek Edirne’de yakalandığı belirtildi.
Adli Tıp Kurumu’nun otopsi raporunda, Güler’in kanında uyuşturucu madde bulunduğu ve ölüm nedeninin kesin olarak tespit edilemediği bilgisine de yer verildi. Ancak baş ve boyun bölgesindeki çürüme nedeniyle detaylı inceleme yapılamadığı aktarıldı.
İddianamede, Fırat Baykara ve Yavuz Güngör’ün “nitelikli kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Yiğit Hüseyin Ayvalık’ın ise “suçluyu kayırma” suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
