Muğla-Aydın- Denizli işbirliği

Tarihi Kentler Birliği “Altın Üçgen; Muğla-Denizli-Aydın işbirliği Planı” Çalıştayı, Muğla Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.Çalıştaya Muğla Valisi Fatih Şahin, Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği (TKB) Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Özel İdare Genel Sekreteri Sabahattin Avcı, İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer, ilçe ve belde belediye başkanları, ÇEKÜL Muğla İl Temsilcisi, Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri, Tarihi Kentler Birliği Aydın ve Denizli uzmanları ile davetliler katıldı.

Çalıştayın açış konuşmasını yapan Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, yapılan toplantıyla kültür odaklı bir yol haritasının çıkarılacağı ve Muğla-Denizli-Aydın illerinin birlikte büyümesi için neler yapılması gerektiğinin tartışılıp, bir metin haline getirileceğini belirtti. Yol haritasının dinamik bir harita olacağını ve zaman içinde ihtiyaçlara göre değişip yoluna devam edeceğini ifade eden Başkan Gürün, şunları söyledi:

“Daha önce sadece Denizli’ye ait bir yol haritası çıkarıldı, bunun Aydın ve Muğla ayağının gerçekleştirerek, kalkınma ajansının da bizi bir araya getirerek, bu idari yapının kültür yapısı içinde devam etmesini istiyoruz.  Korumacılık açısından önemli noktaya geldik. Muğla’nın 195 ören yeri var. Bunlardan sadece 14 ören yerinde kazı çalışması var. Hepsinin belli bir plan içinde presente edildiğini ve kültür turizmini sunabildiğimizi düşünürsek,

herşey dahil turizmi kültür turizmi nasıl olur? Sürdürülebilir turizm istiyorsak, turizmi deniz kum ve güneşin önüne geçirmemiz gerekiyor. Muğla bu konuda çok büyük değerlere sahip.

1124 kilometrelik kıyı şeridi, yüzde 68’lik orman yapısı, içeriye girdikçe büyük bir medeniyet kalıntısı ve insan hoşgörüsü. Bunların yıl be yıl önümüzdeki yıllarda Muğla’yı büyük bir yıldız olarak bir turizm ve kültür alanı haline getireceği belli. Muğla-Denizli-Aydın üçgeni mevcut haliyle geleceğe birlikte yürüyebilme kapasitesine sahip bir üçgen.”

Ülkenin yüzde 25’lik turizm gelirinin Muğla’dan karşılandığını belirten Başkan Gürün, “Toplam enerjinin yüzde 10’unu da Muğla karşılıyor. Termik santral ne kadar çevre ile barıştı bilemiyorum. Muğla verdiği kadar alamıyor, bu tip projeler ile merkezi yönetimden talep etme hakkımız var. Muğla merkez ilçesi ise kentsel arkeolojik ve doğal site sahip olan nadir illerden. Farkındalık yaratmak istiyoruz. Karia bölgesi tarihte çok değerli kişiler yetiştirmiş, mevcut heykellerin imitasyonlarını yaparak hemşerilerimiz olarak tanıtmak istiyoruz. Halbuki bizim hemşehrimiz onlar, kendi değerlerimizi elimizle başkasına itmenin yanlış olduğunu göstermek zorundayız. Koruma anlayışı gerçekten şu anda kurulan sitem, koruma kurulları, yönetmelikler, kanunlar, yaşamla barışık mı gidiyor? Acaba koruma alanında esası unutup kimin için yapıldığını unutarak korumayı yasaklama haline mi getirdik? Gerçekten şu andaki sistem eksikleri hataları nedir, bakış açısındaki problemler nedir, ne şekilde hareket etmesi gerekmektedir, bunun irdelenmesi lazım” dedi.

Daha sonra konuşan ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Türkiye’nin koruma tarihini yeniden konuşmak gerektiğini belirterek, “Halkın bu konudaki duyarlılığın arttırılması, Türkiye’nin koruma tarihindeki farklılaşma. 1970’lerde ilk defa Türkiye’de burası ve Safranbolu aynı günlerde yerel yönetimin kendi kültürel mirasını başlatması başlangıç notasıydı. Üniversitelerin koruma bölümleri, her bir şeyin yaşama nasıl geçmesinden çok, koruma kurallarına bağlı. Geçmişi bugün ve yarın arasında süreklilik kuran, bu yakın dönemdeki tarihi de iyi bilmek zorundasınız” dedi.

Yerel yönetimlere parti ayrımı yapmadan yardım etiklerini, 400 belediye dayanışmasının getirdiği gücün bankadaki paradan büyük olduğunu vurgulayan Sözen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu çalıştaylar Türkiye’nin ülke bütününün yeniden planlamasıdır. Şu üç kent Türkiye’nin dışa açılımı yalnız yerel değerle değil, ulusal ve evrensel değerlerin birikimini sağlayan üçgen içindedir. Bu birikim sorumluluğu da büyütüyor. Bu süreksizlilik çok önemli, bu üç kentin ortak çizgide büyük işler yapması mümkün. Üç valimiz dinamik, belediye başkanlarını biliyorum. Sivil hareketi ağır aksak da olsa ayrıntıya indiren bir bölgedeyiz. Ama koruma tarihindeki birikimi ile Muğla ağırlığını koymak zorundadır. TKB encümeni Türkiye’deki belediyelerin uzmanları eşit koşullarda toplanarak, kendi yöneticisini tanıtma programını başarıya ulaştırmıştı. Kendi bölgesinden çıkmayan belediye başkanlarını tanımadan karar vermeme, verdiğin kararda da süreklilik sağlama önemli. Kendi ülkesinin tanımayan karar almaya da hakkı yoktur.”

Çalıştayın son açış konuşmasını yapan Muğla Valisi Fatih Şahin de, tarih ve kültürün bir toplumun, bir milletin kalbi, zihni ve en kıymetli hazinesi olduğunu kaydetti. Vali Şahin, “Onu için bu hususlarda herkesin elinden geleni ardına koymadan çalışması aslında atalarımıza olan borcumuzdur, saygının gereğidir. Valilik olarak tarih ve kültürle ilgili olarak ne yapabiliriz bunun çabasını gösteriyoruz ve bu çabaları devam ettirmeliyiz” dedi.

Muğla’nın çok önemli bir turizm merkezi ve her türlü turistin talebini karşılayabilecek bir merkez olduğunu vurgulayan Vali Şahin, “Deniz kum, dinlenmek isteyenler, tarihi mekanlar doğal güzellikler ile iç içe. Kültür turizmi ayağımızın çok güçlü olduğunu gösteren veriler var. Turizmi çeşitlendirilmesi için bu potansiyel ilimizde var. Muğla merkez önümüzdeki dönemde önemli bir destinasyon olacak. Muğla konferansların yapılacağı bir merkez olabilir, sportif faaliyet merkezi olabilir. Yörük kültürü hakim bu bölgede. Canlı bir Yörük köyünü de önümüzdeki dönemde sunarsak zincirin halkası birbirini destekler. İşbirliğini önemsiyorum. Muğla’yı uluslararası düzeyde tanıtmalıyız” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından özel ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile genel bir toplantı gerçekleştirildi. Çalıştayın öğleden sonraki bölümlerinde de grup toplantılarına ve değerlendirme bölümüne yer verildi. Çalıştay, inceleme gezisi ile sona erdi.