Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) proje okullarına yönelik atamalarındaki keyfiliğe sert bir açıklamayla tepki gösterdi. “Öğretmenlerin ve yöneticilerin objektif kriterlerden uzak bir şekilde, kayırmacılıkla görev yerlerine atandığı vurgulandı.
Eğitim İş Muğla Şube Başkanı Ahmet Çakanel yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Proje okulları sisteminin MEB’in istediği kişileri görev başına getirmek için kullandığı bir “atama projesi”ne dönüştüğünü ifade etti. Açıklamada, “Okulları, öğretmen ve öğrencileri ‘nitelikli’ ve ‘niteliksiz’ diye ayırmaktan derhal vazgeçin! Okulların sahibi değilsiniz, buralar sizin şirketiniz değil,” denilerek bakanlığın uygulamaları eleştirildi.
“Atamalarda Liyakat Esas Alınmıyor”
Sendika, binlerce öğretmenin proje okullarındaki görev süresinin neden uzatılmadığına ve yapılan yeni atamaların hangi ölçütlere göre belirlendiğine dair hiçbir somut açıklama yapılmadığını kaydetti. Doktora ve yüksek lisans derecesi olan, üstün başarı belgeleriyle ödüllendirilmiş öğretmenlerin bile atama dışı bırakıldığını belirten Eğitim-İş, “Daha ne olması lazım atanmak için? Açıklayın, dürüst olun!” diyerek tepki gösterdi.
Yargı da Keyfiliğe ‘Dur’ Dedi
Basın açıklamasında, sendikanın açtığı ve kazandığı dava kararlarına da değinildi. Mahkemelerin MEB’in atama ve yer değiştirme yetkisinin keyfi şekilde kullanılamayacağını vurguladığı belirtildi. “Atamaların somut ve objektif kriterlere dayanması gerekir” kararlarına dikkat çekildi.
“Okullar Tarikatlara Teslim Edilemez”
Açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulları cemaat ve tarikatlara açtığı iddiası da yer aldı. “Okullarımız eğitim yuvasıdır, yandaşların, tarikatların yuvası haline getirilemez,” ifadelerine yer verildi. Eğitim-İş, laiklik ve Cumhuriyet değerleriyle bağdaşmayan uygulamalara karşı mücadeleyi sürdüreceğini bildirdi.
Eğitim-İş’ten MEB’e Açık Çağrı
Eğitim-İş, MEB’e yönelik taleplerini de açık bir şekilde sıraladı:
Proje okulu ve diğer okullar arasındaki ayrım sona erdirilmeli.
Tüm öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreçleri tek bir yönetmelikle düzenlenmeli.
Liyakat ve şeffaflık esas alınmalı.
Öğretmenler bilgilendirilmeden yönetmelikte olmayan yöntemlerle atama yapılmamalı.
Torpilin değil adaletin ve hakkaniyetin geçerli olduğu bir sistem oluşturulmalı.
“Eğitim-İş Mücadeleden Vazgeçmeyecek”
Son olarak sendika, mağdur edilen her bir öğretmenin hakkını savunacaklarını ve bu mücadeleyi hem örgütsel hem de hukuki yollarla sürdüreceklerini belirtti. Eğitim-İş, “Eğitimi gerçek amacından uzaklaştıran bu anlayışa karşı, öncü olmaya devam edeceğiz,” sözleriyle açıklamasını tamamladı.