CHP'li Uzun: “Muğla’nın Üretim Belleğini Ranta Kurban Etmeyin”

Milletvekili Uzun, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi verdi. Söz konusu devrin gerekçelerini sorgulayan Uzun, hem çevresel hem de sosyal etkilerin göz ardı edildiğine dikkat çekti.

"Üretimin belleği, kültürün simgesi"

Seki Çayırı’nın yalnızca bir mera alanı değil, yüzyıllardır bölge halkının geçim kaynağı ve kültürel yaşamının bir parçası olduğunu belirten Uzun, şu ifadeleri kullandı:

“Seki Çayırı, Muğla’nın üretim belleğidir. Tarımın, hayvancılığın, yağlı güreşlerin, imece kültürünün yaşadığı bir alandır. Bu alanı yapılaşmaya açmak, köylünün emeğini, üreticinin geleceğini ve yerel kültürümüzü yok saymaktır. Muğla’nın çayırını da, ormanını da, kıyısını da betona teslim etmeyeceğiz.”

TOKİ’ye devredilen arazinin tarımsal üretim açısından stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayan Uzun, alınan kararın hem Mera Kanunu’na hem de çevre koruma ilkelerine aykırı olduğunu savundu.

“Toplumsal bellek tahrip ediliyor”

Uzun, bölgenin yıllardır yaylacılık, tarım, hayvancılık ve ata sporlarıyla ayakta durduğunu belirterek, “Rant uğruna imara açılması, sadece doğayı değil, toplumsal belleğimizi de tahrip eder” dedi. Hükümeti halkın sesine kulak vermeye davet eden Uzun, alınan kararların halkın iradesiyle şekillenmesi gerektiğini ifade etti.

Bakanlığa dört kritik soru

Yazılı soru önergesinde Bakanlığa şu sorular yöneltildi:

• Devir işlemi hangi gerekçeyle yapıldı?

• Mera Kanunu kapsamında gerekli izinler alındı mı?

• Bölgeye ilişkin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) yapıldı mı?

• Yerel halkın geçim kaynağı nasıl korunacak?

"Muğla’nın her karışı halkın alın teridir"

Açıklamasını, “Bugün Seki Çayırı’na sahip çıkmak, sadece bir mera alanını değil, üretimi, kültürü ve doğayı savunmaktır” sözleriyle tamamlayan Uzun, şu mesajı verdi:

“Muğla’nın her karışı, bu kentin insanlarının alın teriyle yoğrulmuştur. Bu toprağa dokunan her kararın muhatabı da Muğlalılardır. Biz, halkımızın iradesine rağmen alınan hiçbir kararı kabul etmeyeceğiz.”