Özcan: Göcek’te Yargı Devre Dışı, Doğa Alarm Veriyor

Projeye ilişkin verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının bilimsel dayanaklardan yoksun olduğunu ifade eden Özcan, yargı süreci devam ederken inşa faaliyetlerinin başlatılmasının çevre hukukunu ihlal ettiğini ve yargı denetimini etkisizleştirdiğini savundu. Özcan, yaşanan sürecin kamu zararı yaratabileceğine dikkat çekti.

“Yargı süreci sürerken deniz tabanı betonla kaplanıyor”

Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde açılan davada bilirkişi keşfi kararı alınmasına rağmen henüz keşif günü belirlenmediğini aktaran Özcan, “geri dönüşü olmayan zarar” vurgusuyla yapılan yürütmenin durdurulması başvurularına da yanıt verilmediğini kaydetti.

Anayasa’nın 125. maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesini hatırlatan Özcan, mevcut uygulamanın "yargısal pasiflik" oluşturduğunu söyledi.

Kamusal alan özel şirket lehine mi kaybediliyor?

Milletvekili Özcan’ın açıklamalarına göre, proje şu riskleri içeriyor:

Proje alanı, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alıyor. Deniz çayırları, deniz kaplumbağaları ve Akdeniz foklarının yaşam alanlarını kapsıyor.

ÇED süreci yalnızca 23 gün içinde tamamlanarak "ÇED Gerekli Değildir" kararı verildi.

Proje ile birlikte 918 mapa, 891 şamandıra, 857 tonoz ve 22 yüzer iskele kurulacak. Bu sayede bölgede yat bağlama kapasitesi 1142’den 2006’ya çıkarılacak.

Artan yoğunlukla birlikte deniz kirliliğinin yükseleceği, altyapı eksikliği nedeniyle atık yönetiminin nasıl sağlanacağına dair net bir açıklama yapılmadığı ifade ediliyor.

Yerel halk ve küçük tekne sahiplerinin dışlanacağı, kamusal alanların ticari kullanıma açılacağı eleştirileri yöneltiliyor.

Daha önce benzer bir sistem, MUÇEV tarafından ihale yoluyla devreye alınmak istenmiş, yargı süreci sonunda iptal edilmişti. Bu kez proje, Türkiye Çevre Ajansı eliyle yeniden uygulamaya konuluyor.

“Tüm koylar marinalaşacak mı?”

CHP’li Özcan, projenin hazırlanma sürecinde çevre koruma ilkelerinin ve yerel paydaşların görmezden gelindiğini belirterek, Bakan Kurum’a şu soruları yöneltti:

“ÇED Gerekli Değildir” kararının dayanakları nelerdir? Bilimsel raporlar kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?

Geri dönülemez fiziksel müdahaleler içerdiği bilindiği halde neden ÇED süreci işletilmedi?

Yerel yönetimlerin, STK’ların ve kooperatiflerin görüşü alındı mı? Alınmadıysa neden?

İnşa faaliyetlerinin yargı süreci devam ederken başlatılması Bakanlık bilgisi dahilinde midir?

Beton blok yerleştirme işlemleri mevcut çevre, kıyı ve doğal sit mevzuatına uygun mudur?

22 yüzer iskelenin kullanım amacı neden kamuoyuyla paylaşılmadı? Bu adım tüm koyların marinalaşmasının başlangıcı mıdır?

Kıyı kullanımı, ekosistem dengesi, kıyı balıkçılığı ve amatör denizcilik üzerindeki etkiler değerlendirilmiş midir?

Yürütmenin durdurulması kararları beklenmeden faaliyetlere başlanmasının kamu zararı doğurması halinde sorumluluk kimde olacaktır?

Türkiye Çevre Ajansı'nın bu uygulamaları hakkında Bakanlığınızca halk sağlığı, deniz yaşamı ve kıyı koruma açısından bir bilimsel analiz yapılmış mıdır?

Özcan, projenin çevresel ve toplumsal etkilerinin kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğini vurgularken, yargı süreci bitmeden yürütülen işlemlerin hukuki ve ekolojik ciddi sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu.