Sarı Kantaron, Muğla’da Hem Şifa Hem Ekonomi Kaynağı Oluyor

Muğla’da kırsal alanlarda özellikle Mayıs ve Haziran aylarında altın sarısı çiçekleriyle dikkat çeken kantaron, hem çay olarak hem de doğal ilaç niyetine tüketiliyor. Güneşte cam kavanozda zeytinyağıyla 40 gün bekletilen kantaron yağı, yara, kanama, yanık, pişik ve saç bakımında etkili olurken; gölgede aynı süre bekletilen yağ ise mide rahatsızlıkları, enfeksiyon ve solunum yolu hastalıklarında kullanılıyor.

Osmanlı’dan Günümüze Şifa Bitkisi

Osmanlı döneminde savaşlarda kılıç yaralarının tedavisinde kullanılan kantaron yağı, günümüzde de halk arasında birçok hastalığın tedavisinde tercih ediliyor. Aktarlarda yüksek fiyatlarla satılan kantaron, halk pazarlarında demeti 20 liradan satışa sunuluyor.

Muğla Menteşe Halk Pazarı’nda kantaron otu satışı yapan üreticiler, bitkinin faydalarını şu sözlerle anlattı:

“Mide ağrısına, yanıklara, yaralara ve pişiğe iyi geliyor. Bıçak kesmelerinde iki gün içinde yarayı kapatıyor. Çiçeklerini bir kavanoza koyup üzerine zeytinyağı ekliyorsunuz, 40 gün güneşte veya gölgede bekletiyorsunuz. Altın sarısı olduğunda ister iç, ister yaraya sür. Kantaronun mideye faydası da çoktur. Saçları yumuşatır, ayaklardaki ağrılara masaj yapılarak kullanılır. Çay olarak da tüketiliyor, faydası saymakla bitmez.”

Muğla’da halk arasında “sarı altın” olarak da anılan kantaron, hem doğal güzelliği hem de şifa deposu olmasıyla dikkat çekiyor.

Arıcılığa Katkı Sağlıyor

Sarı kantaron aynı zamanda arıcılık için de önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Bal ormanlarında uzun çiçeklenme süresine sahip türlerin tercih edilmesiyle, arıcılığın verimliliğinin artırılması hedefleniyor. Böylece hem doğaya hem de bölge ekonomisine katkı sağlanıyor.

Altın sarısı çiçekleriyle doğaya eşsiz bir güzellik katan sarı kantaron, hem ormanlarımızı renklendiriyor hem de sağlık alanında önemli faydalar sağlıyor. Özellikle çay ve yağ formunda kullanılan bu şifalı bitkinin, küçük yaralardan yanıklara, sıyrıklardan ülserlere kadar pek çok rahatsızlığa iyi geldiği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda.

Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış olan sarı kantaronun 96 türü bulunurken, bunların 46’sı ise sadece ülkemize özgü endemik türler arasında yer alıyor. Haziran sonundan itibaren toplanmaya başlanan kantaronun hasadı, ekim ayına kadar devam ediyor.

8 Bin Tonluk Üretim Planı Hazırlandı

Orman Genel Müdürlüğü tarafından sarı kantaronun doğal yayılış alanlarında 16 bin 312 hektarlık bölgede envanter ve planlama çalışmaları yapıldı. Bu kapsamda hazırlanan faydalanma planı ile yaklaşık 8 bin 692 tonluk kantaron üretimi hedefleniyor. Planlar doğrultusunda kantaronun üretimi ve satışı titizlikle gerçekleştiriliyor.