Şehit Ailelerimiz
Hazırlayan

11 ayın sultanı Ramazan ayı boyunca, vatanı uğruna şehit düşmüş Muğlalı şehitlerimizi hatırlamak ve her birini yad etmek amacıyla Şehit ailelerimizle yaptığımız söyleşileri sizler için kaleme alıyoruz. Bu sayımızdaki söyleşimizi 22 Aralık 2010 yılında Hakkâri Yüksekova’da görev esnasında kalp krizi geçirmesi sonucu şehit düşen Bayram Kara’nın eşi Nafide Kara ile gerçekleştirdik.
Piyade Uzman Çavuş Bayram Kara: 22 Aralık 2010 yılında Hakkâri Yüksekova’da görev esnasında kalp krizi geçirmesi sonucu şehit düşmüştür. Kara’nın ailesi Menteşe Toki’de ikamet ediyor. Mezarı, Kırşehir Aşağımıkır köyü mezarlığındadır.
Dilerseniz şehit eşi Nafide Kara röportajımıza kendisini tanıyarak başlayalım.

- Sizi tanıyabilir miyiz?
İsmim Nafide Kara. Kırşehirliyiz. 47 yaşındayım. 3 oğlum var. Büyük oğlum Cengiz Kara Denizli’de çalışıyor. Evlendi ve bir bebeği oldu. Hatta adını eşimin adını bebeğe verdik. Küçük Bayram diyoruz. Ortanca oğlum Oğuzhan Kara. Adliye’de görev yapıyor. En küçük oğlum Metehan da üniversite okuyor.
-Eşiniz Bayram Kara nerede, ne zaman ve nasıl şehit oldu?
Eşim Uzman Çavuş olarak görev yapıyordu. Hakkâri Yüksekova Esendere’de 2010 yılında göreve gitmişti. Görev esnasında kalp krizi sonucu kaybettik. Araziye çıkmışlardı dönmesine 6 ay kadar bir süre kalmıştı. Biz dönmesini beklerken şehit haberi geldi. Mezarı, Kırşehir’de memlekete götürdük. Eşim şehit olduğunda 42 yaşındaydı.
-Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biliyorum acınızın tarifi yok ama bir şehit eşi olarak neler hissediyorsunuz?
Çok gurur duyuyorum ama çok da acı çekiyorum. Herkesin acısı kendine zor. Yaşamayan bilemez. 3 oğlum var Allah’a şükür. Eşim şehit olduktan sonra hep çocuklarıma sarıldım. Sağ olsunlar beni hiç üzmediler. Hep birbirimize destek olduk. Bize sanki şehit olmuş gibi değil de Hakkari’de görevdeymiş gibi geliyor. Çok zor zamanlar geçirdik. Elimden geldiği kadar çocuklara sarıldım, onlar bana sarıldı.
-Şehit eşi olarak yaşadığınız sıkıntılar var mı?
Hiçbir sıkıntımız yok çok şükür. Diğer şehit aileleriyle görüşüyorum sık sık. Hepimiz birbirimize destek oluyoruz. Birbirimizin dertlerine ortak oluyoruz. Aynı acıyı yaşanan kişinin tek sen olmadığını bilince insan bir nebze olsun rahatlıyor. Bir tek senin olsa o dert kafayı yedirir insana. Manevi destek dışında hiçbir sıkıntımız yok çok şükür.
- Devletimizin şehit ailelerine olan hassasiyetini biliyoruz. Devletimizi yanınızda gördükçe neler hissediyorsunuz?
Evet. Sağ olsunlar her ihtiyacımıza koşuyorlar. Hiçbir istediğimizi geri çevirmiyorlar. Hatta geçen sene oğlum evlendiğinde İlçe Emniyet Müdürü Tümer Yılmaz, arabasını gelin arabası yapmıştı. Hep ararlar, sorarlar. Ziyaret ederler. Hiç yalnız bırakmazlar. Allah hepsinden bin kere razı olsun.
– Şehit eşi olarak yaşadığınız sıkıntılar var mı?
Hiçbir sıkıntımız yok çok şükür. Çocuklarım işe girdi. Evimiz var. Eşimin yattığı yer nur olsun. Memlekete gider gelirdik sürekli eşimin mezarına. Sadece şu süreçte virüsten dolayı hiçbir yere çıkamıyoruz. Onun haricinde hiçbir sıkıntımız yok. Yanımızda olan herkesten Allah razı olsun.
-Eşinizle yaşayıp unutamadığınız bir anınız var mı?
Eşim sürekli dağdaydı benim. Önce Bitlis Tatvan’daydık. 3 gün bizim yanımızdaysa 1 ay görevde kalırdı. O zaman tam terör olaylarının patladığı zamandı. Hatta en küçük oğlumu doğurduğum zaman ben hastanedeyken dağdan yola inmiş. Tabi dağda kalınca saç sakal uzamış. Yola inmiş geçen bir arabayı durdurmak istemiş. Eşimi terörist sanmışlar arabaya almamışlar. Kimse inanmamış. En sonunda eşim hastanede doğum yaptı oraya yetişmem lazım deyip silah doğrultmuş birine beni çabuk hastaneye götür demiş. Beni gördü tekrar göreve gitti ve komutan beni 3 gün sonra gönderecek izne dedi. Ama 45 gün sonra geldi yanımıza. Bir keresinde de ben markete gitmiştim. Yine dağda üstü başı yanık ve kıyafetleri yırtık pırtıktı. Sonra markette yanıma geldi kendi eşimi tanıyamadım, terörist sandım. Sonra eve geldiğimizde yemek yedikten sonra 2 gün uyanmadan uyduğunu biliyorum.
- Şehit haberlerini izlediğiniz zaman neler hissediyorsunuz?
Yaşadığımız acıyı tekrar tekrar yaşıyoruz. Allah kimseye sevdiğinin yokluğunu göstermesin. Biz en azından gördük, anılarımız var. Bazıları babasını hiç görmüyor. Allah kimseye vermesin bu acıyı.
–Röportajımızı sonlandırırken, söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bir keresinde hiç unutmam rüyamda gördüm eşimi. Balkondan baktığımda aşağıda beni bekliyordu. O an çok tuhaftı. İçimde hissettim yani geldiğini. Gerçekten zor. Tarif edilemez. Bu acıyı yaşamayan bilemez. Allah kimseye bu acıları yaşatmasın. Bu acı bizimle mezara gidecek.
-Bizleri evinizde konuk ettiğiniz için teşekkür ediyor, acınızı yürekten paylaşıyoruz.
Vatanı için canını feda eden şehitlerimize mübarek Ramazan ayında bir Fatiha’yı esirgemeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.