Seçmen Sizi Yanıltmaya Devam Edecek

Kasım seçimleri öncesinde Muğla siyasi partilerini liderleri ağırlamaya hazırlanıyor.  Kısa propaganda sürecinde siyasi parti liderlerinin büyükşehirlerde miting yapması bekleniyor.

Ak Parti Lideri Başbakan Ahmet Davutoğlu , CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Devlet Bahçeli ve  HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın miting programları henüz netleşmedi ama yapılacak mitinglerde Muğla’nın yer almasına kesin gözüyle bakılıyor.  Diğer siyasi parti liderlerinin Muğla mitingleri var mı, tarihleri ne? Henüz bilmiyoruz.

***

Liderlerin Muğla mitingleri ile siyasi rekabetin daha netleşmesini, daha da belirginleşmesini umuyoruz. Zira seçim komitelerinin ziyaret çizelgelerinde kaybolup giden, gitgide özensizleşen siyasetin çıtası lider mitingleri ile bir tık yükselebilir.

Haziran seçimlerinde siyasi partilerin seçim komitelerinin komutlarıyla ‘beşi bir yerde’ köy köy, mahalle mahalle dolaşan milletvekili adaylarının siyaset adına ortaya koydukları bir şey yoktu.

Siyaset genel söylemler üzerinden seyretti. Bu nedenle liderin mitingleri propaganda sürecinde önemli bir yer tutuyor.

***

7 Haziran milletvekili genel seçimlerinde siyasi partilerin eylem ve söylem dilini liderlerin ekonomik temelli vaatleri oluşturdu.

Ekonomik temelli vaatler seçmeni ‘kim, ne veriyor?” noktasına taşırken, yaşam koşullarının bir kez daha ideolojinin önüne geçeceği düşünülüyordu ama beklenen olmadı vaatler sandığa yansımadı.

***

Haziran seçimlerinin bir diğer ilgi çeken söylem ise HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’a aitti.

Demirtaş’ın seçim vaatleri CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ’nin bir tık üstünde idi.  CHP’de bin 500 lira olan asgari ücret, HDP’de bin 800 lira idi. CHP, HDP açıklar da MHP durur mu? Durmadı da. Ak Parti asgari ücret konusundaki muhalefetini sürdürürken asgari ücret konusunda bir vaatte MHP’den geldi.

MHP’nin asgari ücreti bin 400 lira, Üstüne bir de ‘Hilal Kart’ bedava!

***

Haziran seçimleri öncesi siyasetin verdiği ekonomik vaatleri değerlendiren bir köşe yazarı şu satırları paylaşmıştı:

“Yaşam koşulları ideolojinin önüne geçti diyerek serzenişte bulunanlar arasında bizde varız.

Siyasetin kendi zemininde yapılması en büyük dileklerimiz arasında yer alıyor olsa da bu süreçte bir gerçeği görmek zorundayız. Siyasetin bu seçim döneminde seçmenin kazanmasına yönelik adımlar attığını kabul etmek durumundayız. Bu güne kadar yaşam koşulları siyasetin seçim argümanları arasında yer alsa da vatandaşın cebine yönelik söylemler ilk kez siyasetin birinci sırasında yer aldı.

Bu gelişme bize; “Siyasette bir kere de avcılar değil, aslan kazansın” dedirtti. Bu gelişmeyi önemsememek mümkün değil… “ demişti.  Hatta daha da ileriyi gördüğünü iddia ederek, “Haziran seçimlerinde Ak Parti yoluna devam etmiş olsa bile propaganda döneminde toplumda karşılık bulmuş, asgari ücret, emekliye iki maaş ikramiye gibi ekonomik temelli uygulamaları hayata geçirmek zorunda…” Ama her zamanki gibi yine yanıldı. Paylaştığı köşe yazılarıyla ofisinin penceresinden gördüğü sokağı ülke geneli zannederek yazdığı yazılarda bu ekonomik vaatlerin sandıkta oya dönüşeceğinden emindi fakat yine olmadı.

***

Şimdilerde yaklaşan kasım seçimleri öncesi fal bakan, niyet okuyan kalemşorlar yine devreye girdi. Yakındır “BAY ANKARA” yazıları başlar. Yüksek siyaset, derin analiz, sokağın nabzı gibi sadece ofislerinin yada evlerinin pencerelerinden gördükleri Muğla sokağını Türkiye geneli olarak yorumlamaya, akşamına da çağıran olursa yemek sofrasına çağırmazlarsa bankta yada balkonda oturup ahkam kesmeye devam ederler.  Tarih ders almayanlar için tekerrür eder.