TANDOĞAN UYSAL

TANDOĞAN UYSAL

Türkiye İsveç gibi yönetilseydi nasıl olurdu?

Türkiye İsveç gibi yönetilseydi nasıl olurdu?

Bu başlığı kendi kendime sordum. Çünkü 40 yıldır yaşadığım İsveç’te hem siyasiler hem de halk arasında çok büyük bir sükûnet var.

Türkiye’deki gibi siyasi gerginlikler yok. İnsanlar daha huzurlu ve güven içinde yaşıyor. Bazen kendi kendime hep sormuşumdur, Türkiye İsveç sistemine göre yönetilse bu karmaşıklık sona erer miydi diye?

Bu sorunun yanıtını araştırırken ortaya çıkan farkları sizlerle paylaşıyorum.


Demokrasi ve Yönetim Biçimi

İsveç:
- Parlamenter Monarşi:İsveç, parlamenter monarşi ile yönetilir. Kral ya da kraliçe devletin sembolik başkanıdır, ancak gerçek siyasi güç, halkın seçtiği parlamento (Riksdag) ve başbakanın liderliğindeki hükümetin elindedir. Bu sistemde monarşi semboliktir ve siyasi karar alma süreçlerinde etkili değildir.
- Kuvvetler Ayrılığı:İsveç’te yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında sıkı bir kuvvetler ayrılığı vardır. Devlet, hukukun üstünlüğüne dayalı olarak işler, bu da yolsuzlukların ve keyfi kararların önüne geçer.
- Konsensüs Kültürü:İsveç’te siyasi partiler arasında uzlaşma kültürü güçlüdür. Kararlar genellikle geniş bir toplumsal uzlaşma ve siyasi partilerin işbirliği sonucunda alınır. İktidar mücadelesi daha yumuşak geçer ve kutuplaşma daha azdır.

Türkiye:
- Başkanlık Sistemi:

Türkiye, 2018’den itibaren başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Cumhurbaşkanı, hem devletin hem de yürütmenin başıdır ve geniş yetkilere sahiptir. Bu durum, yasama ve yürütme erkleri arasında kuvvetler ayrılığı ilkesinin tartışmalı hale gelmesine yol açar.
- **Güçlü Yürütme:** Türkiye’de iktidar daha merkezi ve yürütmenin elindedir. Cumhurbaşkanlığı sistemi, yürütmeye geniş yetkiler verirken, meclisin ve yargının yürütme üzerindeki denetim gücü tartışmalıdır.
- Daha Keskin Siyasi Kutuplaşma: Türkiye’deki siyasi kültür, çoğunlukla daha rekabetçi ve kutuplaşmış bir yapıya sahiptir. İktidar mücadeleleri ve siyasi gerilim, toplumun geniş kesimlerini etkileyen önemli dinamiklerdir.

Hukuk Sistemi ve Hukukun Üstünlüğü

İsveç:
- Hukukun Üstünlüğü ve Yargı Bağımsızlığı: İsveç’te hukukun üstünlüğü temel ilkedir. Yargı bağımsızdır ve devletin tüm kurumları yargının kararlarına uymak zorundadır. Yasaların herkes için eşit şekilde uygulanması, devletin güvenilirliğini artırır. Yargıya siyasi müdahale oldukça nadirdir.

- Temel Hak ve Özgürlükler:

İsveç, birey hak ve özgürlüklerine büyük önem veren bir devlettir. İnsan hakları, demokrasi ve ifade özgürlüğü gibi konular anayasal koruma altındadır ve sivil toplum bu değerleri güçlü bir şekilde savunur.

Türkiye:

- Hukuk Sisteminde Siyasi Etkiler:Türkiye’de yargının bağımsızlığı zaman zaman tartışma konusu olmaktadır. Özellikle yürütmenin yargı üzerindeki etkisi ve yargı kararlarının siyasi yönlendirmelerle alındığı eleştirileri sık sık gündeme gelir.

- Temel Hak ve Özgürlükler:

Türkiye’de temel hak ve özgürlükler anayasa tarafından güvence altına alınsa da, özellikle ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve toplanma hakkı gibi konularda kısıtlamalar ve uygulamadaki farklılıklar görülebilir. Devletin bu özgürlükler üzerindeki denetimi zaman zaman sıkı olabilir.

Devletin Rolü ve Refah Devleti

İsveç:
- Refah Devleti:İsveç, güçlü bir refah devleti modeline sahiptir. Devlet, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve işsizlik yardımları gibi hizmetleri sağlamakta çok etkindir. Bu sistem, vatandaşların devletle güçlü bir sosyal sözleşme içinde olmasına neden olur. Vergi oranları yüksek olsa da, vatandaşlar devletten geniş sosyal hizmetler alır ve devletin bireylere karşı sorumluluğu yüksektir.
- Sosyal Adalet ve Eşitlik:İsveç, sosyal eşitliği teşvik eden politikalarla bilinir. Toplumda gelir dağılımı daha dengelidir ve sosyal sınıflar arasında büyük uçurumlar yoktur. Devlet, sosyal refahı sağlama ve toplumsal barışı koruma görevini üstlenir.

Türkiye:
- Karma Ekonomi:Türkiye, hem serbest piyasa ekonomisinin hem de devletin sosyal hizmet sağlama sorumluluğunun bulunduğu bir karma ekonomi modeline sahiptir. Ancak sosyal güvenlik ve refah hizmetleri İsveç kadar geniş kapsamlı değildir. Devlet, özellikle eğitim ve sağlık gibi alanlarda hizmet sunsa da, ekonomik eşitsizlik ve sosyal güvenlik konusunda sorunlar yaşanabilmektedir.

- Merkeziyetçi Yapı:

Türkiye'de devlet, ekonomik ve toplumsal hayatta daha merkezi bir rol oynar. Kamu hizmetleri ve sosyal yardımlar, merkezi hükümetin kontrolünde yoğunlaşmıştır ve siyasi kararlar sosyal politikalar üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Devlet ve İktidarın Toplumla İlişkisi

İsveç:
- Devlet ve Birey İlişkisi: İsveç'te devlet, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini koruma misyonu üzerine kuruludur. Bireyler, devletin sunduğu hizmetlere güven duyar ve devlet ile toplum arasındaki ilişki genellikle karşılıklı güvene dayanır. Devlet şeffaf çalışır, hesap verebilirlik ve yolsuzlukla mücadele ön plandadır.
- Sivil Toplumun Gücü: İsveç’te sivil toplum kuruluşları, devletle yakın bir işbirliği içinde çalışır. Toplum, demokratik süreçlere aktif olarak katılır ve sivil toplumun karar alma mekanizmaları üzerinde önemli bir etkisi vardır. Bu, toplumun devleti denetlemesini ve iktidarın keyfi kullanımını engelleyen bir mekanizmadır.

Türkiye:
- Devlet ve Birey İlişkisi:Türkiye’de devlet genellikle daha müdahaleci bir rol üstlenir ve bireyler üzerindeki kontrolü daha belirgindir. Devletin güvenlik, ekonomi ve sosyal hizmetler gibi birçok alanda merkezi bir rolü vardır. Bireylerin devlete olan güveni değişkenlik gösterir ve devletin hesap verebilirliği üzerine zaman zaman tartışmalar yaşanır.
- Sivil Toplumun Rolü:Türkiye'de sivil toplum gelişmekte olan bir alan olmasına rağmen, devlet ile sivil toplum arasındaki ilişki zaman zaman gerilimli olabilir. Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetleri zaman zaman devlet tarafından sınırlanabilir veya denetlenebilir. Sivil toplum, demokratik süreçlerde etkili olsa da, bu etki İsveç’e kıyasla daha sınırlı olabilir.

İktidarın Kullanımı ve Hesap Verebilirlik

İsveç:
- Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik:İsveç’te devletin her kademesi şeffaflık ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır. Kamu hizmetleri ve devlet politikaları halk tarafından denetlenebilir. Medya özgürlüğü, hükümetin her hareketinin kamuoyuna açık bir şekilde duyurulmasını sağlar ve hükümet yetkilileri hesap verebilir durumdadır.
- Demokratik Süreçlerin İstikrarı: İsveç’te demokratik süreçler uzun yıllardır istikrarlı bir şekilde işlemektedir. Seçimler özgür ve adil bir ortamda gerçekleşir ve siyasi partiler arasında belirgin bir güç paylaşımı kültürü vardır.

Türkiye:

- Güçlü Liderlik ve Merkeziyetçilik:

Türkiye’de, özellikle son yıllarda, güçlü liderlik anlayışı ön plana çıkmıştır. Yürütme erkinde geniş yetkiler, iktidarın merkezileşmesine yol açmıştır. Bu, bazı durumlarda karar alma süreçlerinde şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliği eleştirilerini beraberinde getirmiştir.

Tandoğan Uysal

Bu yazı toplam 321 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
TANDOĞAN UYSAL Arşivi
SON YAZILAR