Türkiye, AK Parti’nin 22 yıllık iktidarı boyunca birçok büyük kaza, maden faciası, tren kazası ve doğal afet yaşadı. Ancak bu olaylar sonrasında siyasi sorumluluk alarak istifa eden üst düzey yetkililerin neredeyse hiç olmaması dikkat çekiyor. Son olarak Bolu’daki otel yangını da bu zincire eklendi.
Bolu’daki Otel Yangını: 79 Kişi Can Verdi, Sorumlular Nerede?
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocak 2025’te meydana gelen yangında, 79 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı. Yangının, oteldeki güvenlik eksiklikleri ve yangın merdiveninin kilitli olması nedeniyle çıktığı ortaya çıktı. Ancak olayla ilgili sadece otel işletmecisi ve bazı çalışanlar gözaltına alındı. Otel ve yerel yönetimden üst düzey yetkililere yönelik herhangi bir istifa çağrısı yapılmadı.
Büyük Felaketler, Sıfır Siyasi Sorumluluk
Bolu’daki otel yangını, Türkiye’de yıllardır süregelen bir sorunu yeniden gündeme getirdi: Büyük kazalar sonrası istifa mekanizması işlemiyor.
İşte son 22 yıldaki bazı büyük kazalar ve sorumluluk durumu:
2004 Pamukova Tren Kazası (41 ölü): Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım istifa etmedi
2014 Soma Maden Faciası (301 ölü): Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik görevde kaldı.
2018 Çorlu Tren Kazası (25 ölü): Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan istifa etmedi.
2022 Bartın Amasra Maden Patlaması (42 ölü): Enerji Bakanı Fatih Dönmez istifa etmedi.
2023 Kahramanmaraş Depremleri (50.000+ ölü): Hiçbir bakan veya üst düzey yetkili istifa etmedi.
Bolu’daki Yangın ve Türkiye’de Denetimsizlik Sorunu
Bolu’daki otel yangını, Türkiye’de denetim mekanizmasının ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha gösterdi. Denetimler kağıt üstünde mi yapılıyor? Eksiklikleri kapatan bir sistem mi işliyor? Eğer yangın merdiveni kilitliyse ve otel yangına karşı hazırlıksızsa, bu otel nasıl faaliyet göstermeye devam etti?
Türkiye’de geçmiş kazalar ve felaketler gösteriyor ki, sorumluluk genellikle alt düzey görevlere yükleniyor, büyük çaplı ihmallerin siyasi faturası ise kesilmiyor. Bolu yangını, geçmişteki felaketler gibi, yine bir süre konuşulup unutulacak mı, yoksa bu kez gerçek bir hesaplaşma yaşanacak mı?
Tandoğan Uysal