Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Dairesi'ne göre, dünya genelinde 15-64 yaş arası kişilerin yüzde 5,6'sı, Avrupa'da ise yüzde 29'u uyuşturucu kullanmış durumda. Türkiye'de ise 2011 yılında yüzde 2,7 olan yasa dışı uyuşturucu kullanım oranı, 2018 yılında yüzde 3,1'e yükseldi.
Bağımlılığa Yol Açan Faktörler
Uyuşturucu bağımlılığı, genellikle çevresel faktörlerden, aile içi şiddet, eğitim eksiklikleri, sosyal çevrede uyuşturucunun normalleşmesi gibi sebeplerle başlıyor. Dijital çağda ise sosyal medya ve internet, uyuşturucu kullanımını özendiriyor.
Aile ve Sosyoekonomik Faktörler
Aile içindeki şiddet, ihmal ve baskı, bağımlılık riskini artırırken, düşük eğitim seviyeleri de bağımlılıkla ilişkili. Sosyoekonomik durumun, özellikle gençler üzerinde etkili olduğu vurgulanıyor.
Toplumsal ve Ekonomik Zararlar
Uyuşturucu bağımlılığı sadece bireyleri değil, toplumu da olumsuz etkiliyor. Bağımlı kişilerin tedavi süreci ve hastane masrafları, ekonomik yük getiriyor. Ayrıca suç oranlarının artması ve uyuşturucu suçlarının cezaevlerinde yüksek bir oranı oluşturması, sosyal sorunları büyütüyor.
Bağımlılıkla Mücadelede Türkiye'nin Stratejileri
Türkiye, uyuşturucu ile mücadelede çeşitli kurumsal ve yasasal adımlar atmış durumda. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulu ve ilgili bakanlıklar arasında koordinasyon sağlanarak, çok disiplinli bir yaklaşım benimseniyor. Ayrıca Yeşilay ve Sağlık Bakanlığı'nın önleme ve tedavi çalışmaları da başarıyla devam ediyor.
Sivil Toplum ve Bireysel Katkı
Sivil toplum kuruluşlarının, özellikle talep azaltma çalışmalarında önemli bir rolü bulunuyor. Bununla birlikte, bu alandaki çalışmaların yeterliliklerle desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Türkiye'de toplumun bağımlılıklara karşı duyarlılığı, Yeşilay'ın mücadelesini destekliyor.