Akyaka’nın Kimliği Risk Altında: Yangın Yönetmeliği Ahşap Tavanları Tehdit Ediyor

Akyaka’nın Kimliği Risk Altında: Yangın Yönetmeliği Ahşap Tavanları Tehdit Ediyor
Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği, Nail Çakırhan’ın mirası olan Akyaka evleri ile Muğla’ya özgü geleneksel tavan işçiliğinin tehlike altında olduğu uyarısında bulundu.

Dernek tarafından yapılan açıklamada, Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka’nın yalnızca doğal güzellikleriyle değil, karakteristik mimarisiyle de öne çıktığı vurgulandı. Azmak Nehri’nin çevrelediği Akyaka’da yer alan evlerin, yöreye özgü ahşap işçiliği ve geleneksel tasarım anlayışıyla şekillendiği belirtilirken, bu mimari dilin oluşmasında Nail Çakırhan’ın vizyonunun belirleyici olduğu ifade edildi.

Açıklamada, çağdaş Türk mimarisinde geleneksel unsurları yeniden canlandıran öncü isimlerden biri olan Nail Çakırhan’ın, Akyaka’da taş, ahşap ve sakin tonların uyumunu yansıtan; rüzgârı ve güneşi içine alan, yerel malzemelerle inşa edilmiş özgün bir mimari anlayış ortaya koyduğu kaydedildi. Bu yapıların en dikkat çeken unsurlarından birinin ise Muğla ve yöresinin adeta kimlik kartı sayılan, geometrik ve bitkisel desenlerle bezeli, ince işçilikli ahşap tavanlar olduğu vurgulandı.

whatsapp-image-2025-12-18-at-20-02-45-1

Ancak son dönemde, özellikle Akyaka’daki ve Muğla genelindeki geleneksel mimariye sahip otel ve işletmelerin ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldığına dikkat çekildi. Yangın Yönetmeliği gerekçe gösterilerek, bu özgün ahşap tavan işçiliklerinin sökülmesi ya da alçıpan gibi yanmaz malzemelerle kaplanmasının gündeme geldiği belirtildi.

“Kültürel Dokuya İhanet” Tepkisi

Otel işletmecileri, mimarlar ve kültürel miras savunucuları, söz konusu uygulamayı “kültürel dokunun katledilmesi” ve “Nail Çakırhan’ın mirasına ihanet” olarak nitelendiriyor. Yöreye özgü, estetik ve sanatsal değeri yüksek bu ahşap işçiliğinin yalnızca “yangın tehlikesi” gerekçesiyle yok edilmesine karşı çıkılıyor. Her bir tavanın, ustaların el emeği, göz nuru ve asırlık bir kültürün yansıması olduğu vurgulanırken, bu tavanların sökülmesinin yapıların ruhunu ve yöre kimliğini ortadan kaldıracağı ifade ediliyor.

whatsapp-image-2025-12-18-at-20-02-45

Alternatif Çözüm Vurgusu: Ateşe Dirençli Ahşap

Açıklamada, güvenlik ile kültürel mirasın korunması arasında bir tercih yapılmasının zorunlu olmadığına dikkat çekilerek, dünyadaki uygulamalara örnekler verildi. Uzmanlara göre, pek çok ülkede tarihi binalarda ahşap korunarak yangın güvenliği sağlanıyor.

Ateşe dirençli boyalar ve emprenye solüsyonlarının, yangın anında genleşerek ahşap üzerinde köpüksü ve izole edici bir tabaka oluşturduğu, bu sayede yanma hızını ciddi ölçüde yavaşlattığı belirtildi. Bu yöntemlerin, özellikle tarihi yapılarda yaygın olarak kullanıldığı ve ahşabın görünümünü korurken yangına karşı direncini artırdığı ifade edildi.

Yeni yapılacak binalar için ahşabın ısıl işlem ve modifikasyon yöntemleriyle kullanılmasının da değerlendirilebileceği, ancak bu konunun uzmanlık gerektirdiği kaydedildi.

Dünyadan örnekler de paylaşıldı:

Norveç’in Oslo kentindeki Opera Binası’nda modern ahşap yapılarda ateşe dirençli ahşap kaplamalar ve boyaların kullanıldığı, Japonya’da ise deprem ve yangın riskine karşı geliştirilen özel emprenye teknikleriyle ahşabın yüzyıllardır korunduğu hatırlatıldı. ABD’de New Orleans’taki French Quarter gibi tarihi bölgelerde, sıkı yangın yönetmeliklerine rağmen orijinal ahşap elemanların özel kaplamalarla muhafaza edildiği; Prag, Viyana ve Zürih gibi Avrupa şehirlerinde de tarihi ahşap kirişli yapıların modern yangın güvenlik sistemleriyle korunarak yaşatıldığı vurgulandı.

“Turizme de Zarar”

Dernek açıklamasında, Muğla ve Akyaka’nın karakterini oluşturan bu eşsiz tavan işçiliklerinin yok edilmesinin, bölgenin turistik cazibesine de zarar vereceği ifade edildi. Yerli ve yabancı turistlerin otantik ve geleneksel dokuyu deneyimlemek için bölgeyi tercih ettiği belirtilirken, standart alçıpan tavanların bu beklentiyi tamamen ortadan kaldıracağına dikkat çekildi.

Son olarak, yetkililer, otel işletmecileri, yangın güvenliği uzmanları, mimarlar ve koruma kurullarından oluşacak bir komisyonla “alternatif ve bilimsel koruma yöntemleri” üzerine kapsamlı bir diyalog başlatılması çağrısı yapıldı. Nail Çakırhan’ın doğayla uyumlu ve yerel mirası önceleyen vizyonunun bugün de yol gösterici olduğu vurgulanarak, güvenliğin kültürel kimliği yok etmeden, akıl ve teknolojiyle sağlanması gerektiği ifade edildi.

Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği, bu ahşap tavanların yalnızca birer yapı elemanı değil, birer sanat eseri olduğunu belirterek, Nail Çakırhan’ı anmanın yeterli olmadığını, mirasının korunmasının şart olduğunu vurguladı ve yetkilileri acil olarak göreve davet etti.

Bu haber toplam 89 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.