Ula’da Taş Ocağı Tepkisi
17
Köy sakinlerinin katılımı ile yapılan toplantının ardından Gazetecilere yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Ula Kavakçalı Mahallesi olarak, bizleri ve geleceğimizi doğrudan ilgilendiren çok ciddi bir konuda sizleri bilgilendirmek ve kamuoyu vicdanına seslenmek için toplanmış bulunuyoruz.
27
Süreç Şöyle Gelişti:
“Köyümüz sınırlarına yaklaşık 1 km mesafede, izinsiz başlatılan bir taş ocağı çalışmasını tespit ettik. Ula Kaymakamlığı'na ve Muğla Valiliği'ne imzalı dilekçelerle, fotoğraflarla itirazlarımızı ilettik.
Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, 03.06.2024 tarihli resmi yazısıyla, projenin 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu'na uygun olmadığını, tozunun arıcılığa zarar vereceğini, bölgede Basra böceği riski bulunduğunu belirterek Olumsuz Kurum Görüşünü bildirdi. Bu yazıyı alınca, hukukun ve kurumlarımızın işlediğini, köyümüzün haklı davasının kazanıldığını düşündük. Ancak, 10 Eylül 2024 tarihinde, aynı bakanlığa bağlı Muğla İl Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nden gelen ve ÇED dosyasına giren yeni bir yazı, şok etkisi yarattı. Bu yazıda, "3 km çevresinde zeytinlik alan bulunmadığı" ve "faaliyetin sakınca oluşturmadığı" ifade ediliyordu. İki resmi kurum görüşü arasındaki bu çelişki kabul edilemez! İkinci görüşün yerinde inceleme yapılmadan, masa başında verildiği açıktır. Daha önceki tespitleri görmezden gelmektedir”
37
Bu Proje Neden Kabul Edilemez? Çünkü Zeytinciliğe ve Arıcılığa ve su kaynaklarının devamlılığına büyük Tehdit oluşturuyor
Proje alanı, köyümüzün zeytinliklerine 800m mesafededir. Çıkarılacak yoğun toz, hem zeytin ağaçlarının verimini düşürecek hem de bölge halkının temel geçim kaynağı olan çam balı üretimini bitirme noktasına getirecektir. Bölge, tamamen kızılçam ormanları ve arıların hayati önemdeki sonbahar besini "püren" bitkisiyle, sığla ağaçlarıyla kaplıdır. Orman Katliamı: 175.322,m²'lik ÇED alanı tamamen kızılçam ormanıdır raporda 2150 ağacın kesileceği söylense de daha çok ağacın kesileceği, kesilmeyenlerin de patlatma ve toz etkisi ile etkileneceği açıktır ve bir ekosistemin yok olması demektir. Su Kaynakları ve Deprem Riski: Proje patlatmalı işletmeye dayanmaktadır. Bu patlatmalar, yeraltı sularımızı ve kuyularımızı etkileyecek, üstelik deprem fay hattı üzerinde bulunan bölgemizde ciddi bir deprem riskini tetikleyebilecektir.
47
Yaşam Kalitesinin Yok Oluşu: Nakliye için kullanılacak ağır tonajlı kamyonlar, köyümüzün içinden geçecek; gürültü, toz, titreşim ve trafik tehlikesi yaratacaktır. Köyde sağlıklı bir yaşam imkânı kalmayacaktır. Koruma Alanlarına Yakınlık: Proje alanı, Yılanlı Yaban Hayatı Koruma Alanı, Sandras Dağı Kartal Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Sandras Önemli Doğa Alanı gibi hassas bölgelere çok yakındır. Yaban hayatını koruma görevi olan kurumlarımızın bölgemizde patlatmalı yapılan bu projeye izin vermeyeceğini düşünmüştük.
57
Talep ve İkazlarımız:
Muğla Valiliği'ni ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nü göreve çağırıyoruz: ÇED sürecinde, iki farklı kurum görüşü arasındaki bu ciddi çelişki mutlaka araştırılmalı, birinci olumsuz görüşün bilimsel dayanakları dikkate alınmalıdır.
Yargı ve idarenin: Tarım arazilerini, ormanları, su varlıklarını ve insan sağlığını hiçe sayan bu projeye asla onay vermeyeceğine inanıyoruz.
67
Kamuoyundan ve tüm doğa dostlarından desteğimizi esirgememelerini istiyoruz. Sesimizi büyütün!
Yetkililere son uyarımızdır: Bu projeden derhal vazgeçilmelidir. Aksi takdirde, tüm hukuki ve demokratik haklarımızı kullanarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Köyümüzün, ormanımızın, zeytinimizin ve arımızın, sağlığımızın, köy huzurumuzun bozulmasına izin vermeyecek, yöre yaşayanı olarak haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.
77
Bizler, toprağına, ağacına, suyuna ve emeğine sahip çıkan Kavakçalı halkı olarak, yaşam alanlarımızı ve geleceğimizi yok edecek bu talana asla izin vermeyeceğiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.