Yine yoğun bir haftanın ardından hafta sonu geldi. Durağanın dışında bu hafta sonu yine alışık olduğumuz şekli ile hareketli geçecek. Marmaris’te devam eden Dünya Rallisi Türkiye ayağı bir yandan pazartesi açılacak olan okulların alışveriş telaşı diğer yanda ise cepleri yakan fiyat artışları derken bunaldık kaldık. İşte böyle zamanlarda hayatla dalga geçmek lazım.

***

Bazen hayatla dalga geçmek gerekiyor, beklenileni değil de beklenilmeyeni yapmak gibi. Hareketi yoğun olan bir işiniz mi var? Çok sıkıldınız, değişiklik mi istiyorsunuz? O zaman o değişikliği yapmak için hiç beklemeyin! Tek bir çaresi var, işten ayrılın ve başka bir iş bulun. Belki ücret olarak daha

düşük ama daha huzurlu, bunaltıcı iş dünyasından uzak, belki de doğayla iç içe olabileceğiniz, eski iş yerinizin önünden geçerken doğru seçim yaptığınızı bir kez daha kanıtlayacak cinste ve en önemlisi kendinizi daha iyi hissedebileceğiniz bir iş. Pek olası görünmüyor değil mi? Bence de öyle işte bunu yapmak günümüz şartlarında mümkün değil. Bir mandıra filozofu hayatına geçebilmek zor zira kıyılarımızda öyle koylar kalmadı hepsini da parsellediler.

***

Hayat sadece dört dörtlük olmak değildir! Hata yapmak, alttan almak, her zaman doğru olmamak, düzensiz olmakta doğaldır. Kendinizi bunaltmamak, her şey mükemmel olacak diye sıkıntıya sokmamakta normaldir. Kendiniz için yapabileceğiniz en güzel iyilik, rahatlamak, bütün sıkıntılarınızdan silkinmek ve kendinizi ödüllendirmektir. Ödüllendirmekten kastım, para harcanarak alınmış nesneler değil, masrafsız, ruhunuzu besleyecek onu ön safhaya çıkartabilecek bir şeyde olabilir bu. Mükemmelci olmak tabi ki harikulade bir şey ama aşırıya kaçmamak şartıyla. Çünkü öyle olduğunuzda farkında olmadan hem kendinize hem de etrafınızdakilere mutsuzluk saçabilirsiniz. Bu da uzun vade de yıpranmanıza ve yıpratmanıza neden olabilir.

***

Hayatınızda değişiklikler yapmaktan korkmayın. Temellerinizi huzur, mutluluk, dostluk, gülümseme kavramları üzerine atın, monoton yaşamınızda ufak bir yada birkaç şeyi değiştirin. İş yerinize arabanızla gidiyorsanız eğer bir gün de otobüse binin, otobüsle gidiyorsanız yolculuğunuzun bir kısmını yürüyerek geçirin. Zaten bu günlerde Muğla’da arabanızla seyahat etmek pek mümkün değil. Ulaşmak istediğiniz yere her gün farklı yollardan geçerek kazı ekipleri ile kavga ederek ve bu altyapı ne zaman bitecek sesleri arasında gidiyorsunuz buda sizi daha güne başlarken olumsuz etkiliyerek gün boyu her şeyden zevk almanızı engelliyor. Sürekli “hayır” dediğiniz birine bir kerede “evet” demeyi deneyin, farklı yiyecekler tadın. Ancak farklı yiyecekleri tadacağım derken de midenizin sizin olduğunu unutmayın. Maazallah bir mide ve huzursuz bağırsak sendromuna yakalanırsınız. Böyle durumlarda kullanabileceğiniz umumi tuvalet bulmak zaten pek mümkün değil. Bütün bunları yaparken kendinizi kaybetmeyin ama, başkası gibi olmaya çalışmadan, doğal olarak, hissettiğiniz gibi, beklentilere cevap verecek şekilde değil de, hayatla dalga geçer gibi, yalnız ne yaptığınızı bilerek, adımlarınızı sağlam atarak, bocalamadan, bilinçli bir şekilde gülümsemeyi unutmadan! Mesela; uzun zamandır görmediğiniz birisiyle irtibata geçmek, gitmeyi tasarlayıp da gidemediğiniz bir yere gitmek (tatil olmak zorunda değil), konuşmak istediğiniz birini arayıp içinizi dökmek vs. Hatta bazen hiç bir şey yapmamak bile sizi rahatlatır ve kafanızı boşaltmanıza yardımcı olur. Amaaaan en güzeli siz evden hiç çıkmayın demli bir bardak çayla derinden kulaklarınıza gelen güzel melodilerle öyle boş boş oturun.