Vatandaşlık görevimizi yerine getirmek için bir haftamız kaldı. Vatandaşlar olarak neredeyse kafamızda oyumuz netleşti ancak hala kararını vermeyenler hesaba katılınca son haftada siyasilerin yapacakları konuşmalar açıklamalar etkili olacaktır. Genelde seçimler için çarşambadan sonrası çok önemlidir. Yapılacak hataların telafisinin olmadığı günlerdir onlar. İşte tamda böyle bir zamanda sahadaki siyasetçileri yakından takip etme zamanı da geldi. Toplumun genel bakışının ne olduğunu çözmenin zorlaştığı günlerdeyiz. İlk zamanlarda kararlarını net birşekilde açıklayanların genel eğilime bakarak “kararımı henüz vermedim”gibi cümleleri fazlasıyla kurdukları dönem. Yakın markajların başladığı eş dost akraba ziyaretlerinin bile seçim çalışmasına döndüğü zaman.

***

İşte böyle bir dönemde terör örgütlerinin de provokasyon için pusuda beklediği, toplumun değer yargıları üzerinden bir çok şeyin kaşınmaya çalışıldığı dönem aslında seçimler öncesi son bir hafta. Referandum süreci yaklaştıkça siyasetçilerimizin stres ve gerginlik katsayısı da “tavan” yapmakta.

Her şeyden önce, ülke sorunları ele alınırken, daha soğukkanlı davranılmalıdır. Son günlerde kamuoyumuzun dikkati, daha çok dış politikadan kaynaklanan müttefik diyebileceğimiz ülkelerle yaşadığımız “krize” odaklanmakta. Almanya ve Hollanda ile bir sürtüşme yaşadık… Bir ülkede yaşanacak bir siyasal deneyim, bir başka ülkenin ilgisine mazhar olmamalıdır. Ülkemizde 16 Nisan

tarihinde bir referandum gerçekleştirilecek ve, parlamenter demokratik rejimden, umhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş, oylanacak.

***

Türkiye Devleti, demokratik bir cumhuriyettir. Ülkemizde Anayasamız en üstte olmak kaydıyla bir yasalar hiyerarşisi vardır; ve devletin ilgilileri ve kurumları, bu hiyerarşik norm skalasına uymak “Mecburiyetindedir”. Gerçekleştirilecek husus, muhteviyatından saptırılarak farklı bir biçimde ele

alındığında, yapılmak istenen işlemden bencileyin “Optimal” sonuç alınamaz. Referandum oylaması, bir iç siyaset konusudur; ve dış siyasayla eklemlenerek, buradan bir girdi elde etmek hiçbir durumda “Etik” olmayacaktır. Belki, iç siyaset konusu olan referandum oylamasından, kısa vadede dış siyasaya gark olarak bir “getiri” sağlanabilir… Ama, orta ve uzun vadede müttefik

diyebileceğin ülkelerle papaz olmak, rasyonel bir davranış mıdır?

***

16 Nisanda, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” için referandum oylamasına gideceğiz. Bu bağlamda meclis içinde AK Parti ve MHP ortak bir çalışma düzenledi; anayasal değişiklik istikametinde. Anayasamızın bazı maddelerinde değişiklik yapılmak suretiyle ülkemizde, bir “Rejim” değişikliği mi gerçekleştirilecek; veya yönetim metodu mu değiştirilecek, göreceğiz...

Ülkemizin siyasal çerçevede en önemli çıkmazı veya sıkıntısı, bir kesimin diğer bir kesimi “kabullenememesidir”. Demokrasi, sadece aritmetik bir işlem değildir. Demokrasi, meclis içinde sadece çoğunluğu elde etmek de değildir. Demokrasi, bir baskı ve sindirme aracı olarak kullanılamaz. Demokrasi ve kabul edilen rejim büyük bir ahenk içinde “çalıştırıldığında”, topluma mutluluk ve saadet getirebilir. Toplumumuzdaki referandum münakaşalarına baktığımızda, sağlıklı bir altyapının olduğunu görememekteyiz. Medya organlarının referandum sürecini ölçmek ve

tartmak amacıyla yaptıkları yayınlara baktığımızda, toplumun büyük bir çoğunluğunun 16 Nisanda neye “Evet/Hayır” diyeceklerini rasyonel bir süzgeçten geçirmeden karar vereceklerini görebilmekteyiz. “Evet” diyecek bloğun büyük bir çoğunluğu, sırf Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan faktöründen ötürü böyle bir karar vereceğini ifade ederken; muhalif diyebileceğimiz bloğun da sırf Erdoğan’ın “Başkan/Tek adam” olmaması yönünde irade beyanında bulunacakları

gözlemlenebilmekte. Gerçekten de bu bağlamda toplumumuzun büyük bir çoğunluğu, neye göre karar vereceğini bilememekte. Aslında siyasal partilerin web sitelerine girip getirilmek istenen değişikliğe yönelik parti çalışmalarını okusalar, irdeleseler, daha sağlıklı bir düşünsel havza elde edilebilir. Yapılması gereken vatandaş sorumluluğu ile değişiklikleri okumak ve kendinize göre karar vererek sandığa gidip oyunu kullanmak. En temel vatandaşlık görevinizi yapmayı unutmayınız.