Ne zaman telefonum gizli numaralardan aransa karşımdaki ya tehdit eder yada önemli bilgiler verir. Dün akşamda öyle oldu. Telefonumun uzağında bulunduğum bir ara uzun uzun çaldı. Elime alır almaz özel numara yazısını görünce, “Acaba yine kim ne için tehdit edecek?” diyerek telefonumu açtım. Telefonun ucundaki ses benim aradığı kişi olup olmadığımı teyit almaya çalıştı. İşte o zaman aramanın bana önemli bir bilgi vermek için olduğunu anlamıştım. İstediği bilgileri verince başladı anlatmaya. İl sağlık müdürlüğünde bilgisayarların satıldığı yangın çıktığı bunları yapanın yakalandıktan sonra savcılık sorgusundan sonra serbest bırakıldığı anlatıldı.

***

İlk başta yapılanın sıradan bir adi hırsızlık gibi görülüyor olmasına karşın işin özü o kadar da değil. Edindiğim bilgilere göre İl Sağlık Müdürlüğü bilgi işlem biriminde çalışmakta olan S.A. il müdürlüğü içerisinde hizmete özel kullanılmakta olan 40 adet laptopu genel bakım gerekçesi ile mesai günü olmayan cumartesi günü kullanıldıkları birimlerden toplayarak bilgi işlem merkezine getirdi. Pazar günü ise İl Sağlık müdürlüğüne ait resmi araca yükleyerek kurumdan ayrıldı. Mesainin başladığı pazartesi günü erken saatlerde kuruma gizlice giren S.A. Bilgi İşlem Merkezinin bulunduğu kapıları açarak içeriye girdi. Bir süre sonra birimi pencereden çıkarak terk etti. Mesai başlama saatinde tüm memurlarla birlikte iş yerine gelen S.A. Güvenlik görevlisinden bilgi işlem merkezinin kapılarının açılmasını istedi. Kapıların açılmasıyla içeriden yoğun bir duman çıkışı oldu. Olay yerine ulaşanların çabaları ile yangın büyümeden söndürüldü. Yangın sonrasında kayıp bilgisayarlarla ilgili olarak göz altına alınan S.A. ilk ifadesinde kuruma ait 40 bilgisayarı ikinci el satış platformunda sattığını itiraf etti.

***

Burada bir birinden farklı üç suç var. Birincisi zimmet, ikincisi kundaklama ve üçüncüsü ki bence en önemlisi TCK’nın 326. Maddesi yani Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk. Ortadan yok olan 40 bilgisayarda ilin tamamının sağlık haritası bulunuyor. Bu sağlık haritasının içinde neler bulunuyor? Örneğin il genelinde bulunan kanserli hastaların listesi onlara uygulanan tedavi ve en önemlisi kullanılan ilaçların dozları ve kullanma şekilleri var. Bir kanserli hastanın devlete maliyeti yaklaşık 1,5 milyon Tl. İlaç firmaları ve üreticileri bu türde bilgileri toplaya bilmek için milyonlar harcıyor. Böyle hazır bilgileri satın almak için yapacakları ödemenin rakamlarla karşılığı dudak uçuklatıyor. Kaybolan 40 bilgisayarın hepsinin de bir gün içinde satılabilmiş olması ise epeyce düşündürücü.

***

İlk suç için TCK’nın 202. Maddesi, ikinci suç için TCK’nın 151. Maddesi üçüncü suç içinse TCK’nın 326. Maddesine göre işlem yapılması gerekiyor. TCK MADDE 326. Ne diyor?  “Madde326, Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.”  Bu suçlara bakınca bu olayın üzerini kim kapatmaya çalışıyor? Görevli olduğu İl Sağlık Müdürlüğünün bütün bilgilerinin, hasta kayıtlarının tutulduğu devletin 40 bilgisayarını resmi dairede çalıp üstüne bir de devletin bilgi işlem dairesini ateşe veriyor. Polis yakalıyor "laptopları sattım diyor babasının ilişkileri nedeni ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.

1-Bilgisayarları ne yaptın?

2-Hastaların bilgilerini kime ya da kimlere ulaştırdın?

3-Bilgi işlem dairesini neden ateşe verdin?

4- Sayın hukukçular bu adamı bırakırken vicdanınız sızlamadı mı?

Tüm bu olayı özetlemek gerekirse tek kelime yetiyor aslında. “SKANDAL”