Göbeklitepe’yi Konuştular

Göbeklitepe’yi Konuştular
Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Nilüfer Caner 100 Yaş Evi’nde “Arkeoloji Günleri Göbeklitepe'yi Konuşuyoruz” söyleşi...

Muğla Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Nilüfer Caner 100 Yaş Evi’nde “Arkeoloji Günleri Göbeklitepe'yi Konuşuyoruz” söyleşi programı düzenlendi.

Sinem KARAKAYA

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 60 yaş üstü vatandaşların sosyal yaşama daha aktif katılmalarını sağlamak amacıyla hizmete sunduğu Nilüfer Caner 100 Yaş Evi’nde “Arkeoloji Günleri Göbeklitepe'yi Konuşuyoruz” söyleşi programı yapıldı.

Söyleşi etkinliğinde Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencileri ve 100 Yaş üyeleri bir araya geldiler. Arkeolog Sude Bayraktaroğlu tarafından anlatımın yapıldığı söyleşide Göbeklitepe’nin tarihe ışık tutacak serüveninden kesitler halinde aktarımda bulundu.

Arkeolog Bayraktaroğlu, “Göbeklitepe Höyüğü, Şanlıurfa'da bir tepe üzerine kurulu Cilalı Taş Devrinden kalma, dünyanın bilinen en eski dini yapılar topluluğu.1963'te fark edilen dokuz hektarlık kazı bölgesinin önemi yaklaşık 10 yıl kadar önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Kılıç sayesinde anlaşılabilmiştir. Şanlıurfa'ya 20 km'lik bir mesafede, Örencik Köyü yakınlarındadır. 1995 yılında ilk kez Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle kazı çalışmalarına başlandı. Kazılar Alman Arkeolog  Doç. Dr. KlausSchmidt'in başkanlığında yürütülmekte olup, her yıl Eylül ve Ekim aylarında 10 haftalık bir süreç içinde yapılmaktadır.Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda bir Cilalı Taş Devri yerleşimi olduğu anlaşıldı. Tarihi MÖ 11 binyıllarına uzanan, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar günyüzüne çıkartıldı. Bölgenin önemi ise gün yüzüne çıkarılan en büyük tapınma alanını barındırmasıdır. Günümüze kadar yapılan kazılarda elde edilen bulgular çerçevesinde uzmanlar Cilalı Taş Devri insanının henüz çevresindeki hayvanları evcilleştiremediğini düşünmektedir. Bölgedeki kazı çalışmalarının her yıl Eylül ayında başladığını ve yaklaşık 10 hafta sürdüğünü anımsatan Doç. Dr. KlausSchmidt şunları belirtti:

“Göbeklitepe'deki kazılarda elde ettiğimiz bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıkarmıştık. Ancak, son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma merkezi olduğunu tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, Cilalı Taş Devrinde yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği ve yabani bitki kabartmalarını incelediğimizde hayvanlarını evcilleştiremedikleri sonucuna ulaştık. Ayrıca, dikili taşların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaşamış olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir veriyor. Buradaki tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyor. ”

Gönüllü üniversite öğrencilerinden İsmet Erim, “Bugün burada yapılmış olan kültür etkinliğine katılmaktan çok mutlu oldum. Dizilerde konusu Göbeklitepe'yi farklı bir perspektiften dinleme şansı buldum. Merak ettiğim arkeoloji alanındaki soruların cevaplarını burada buldum. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. Bizi bugün bir arada olmamız sağlayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Bu haber toplam 572 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.