Çanlar Kimin İçin Çalıyor!

Çanlar Kimin İçin Çalıyor!
1940 yılında Amerikalı yazar Ernest Hemingway tarafından yazılmış bir savaş romanıdır aslında “Çanlar Kimin İçin Çalıyor.” Keyifli ve sürükleyici...

1940 yılında Amerikalı yazar Ernest Hemingway tarafından yazılmış bir savaş romanıdır aslında “Çanlar Kimin İçin Çalıyor.” Keyifli ve sürükleyici bir romandır. Genelde roman karakterleri gerçek hayattan yada hayal edilen hayattan kesitler alınarak yaratılır. “Çanlar Kimin İçin Çalıyor” roman ismi ise romanı hiç okumayanlar tarafından bile bilinen ve kullanılan bir değim haline geldi. Hatta çanların çalmasının üzerine ilginç hikayeler bile derlendi.

***

Çok eski yıllarda krallıkla idare edilen bir ülke varmış. Ama;  bu ülkede hukuk ve hakimler de varmış.

Törelere göre, bir vatandaş öldüğünde, şehir merkezindeki dev çan bir defa çalınırmış. Uzun uzun  da yankılanırmış. Eşraftan birisi ölürse çan iki defa, büyük bir devlet adamı ölürse çan üç defa çalınırmış.

Ya  kral ?..    O öldüğünde çan dört defa çalınırmış. Gel zaman, git zaman… Şehirde bir olay olur. İş mahkemeye intikal eder. “davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkarılan kişinin masumiyetini ise bütün vatandaşlar bilmektedir” Bir formalite olarak görülmesi ve sanığın beraati beklenen davadan sürpriz bir karar çıkar.  Sanık para cezasına mahkum olmuştur. Hakim sorar : Bir diyeceğin var mı ?..  Sanığın cevabı  : Hayır !..  Mahkeme biter. Dinleyiciler dağılırlar. Kafalarda bir istifam.

Kısa bir süre sonra dev çanın sesi duyulur.  Acaba kim öldü ? Çan bir defa daha çalar. Eşraftan biri öldü. Şehir çan sesi ile bir defa daha inler. Hımmmmm… büyük bir devlet adamı, acaba kim ?..

Soruya cevap alınmadan çan bir defa daha yeri, göğü inletir. Herkeste bir  feryat :Eyvah  !..  Kralımız  öldü !..  Ancak, Törede görülüp işitilmemiş bir şekilde çan,  beş ve altıncı defa da çalınır,  yer gök inler ve sesler kesilir. Herkes çan görevlisine koşar, bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için.

Bir de bakarlar ki,  çanı, haksız yere mahkum edilen adam çalmaktadır.

Sorarlar :  Ne demek beş ve altı defa çan çalmak ?...  Kraldan daha büyük birisi mi  öldü ?..

Cevap şaşırtıcı olduğu kadar anlamlıdır da: Evet …   içimdeki çocuk öldü.

***

Şimdi bu hikaye nereden çıktı neden böyle hikayeler ardı ardına geliyor diye kendinize sormaya başladınız ama aslında hikayelerde değişen bir şey yok.Muğla’da siyaset bildiğiniz gibi. AK Parti Muğla İl Başkanlığında kasın ayından bu yana devam eden görev değişikliği söylentileri, CHP’li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un 1 yıl 3 aylık mahkumiyet kararı ve süre gelen ticari çıkarlar uğruna siyasi koltuk işgalleri.

***

Muğla kent merkezinde önceleri belediye hoparlörü vardı. Gündelik yaşamda ne oluyorsa haberler oradaydı. Cenazeler, su kesintileri ve hatta taze gelen balık. Hepsini o anonslarla öğrenirdik. Bizim kentin de çanı aslında o anonslardı. Şimdilerde ise çalan bir çan yada yapılan bir anons yok. Biölere bilgiler adı akıllı olan ancak çalışmak için bile bize ihtiyaç duyan neredeyse yanımızdan hiç ayırmadığımız telefonlardan geliyor. Kimi zaman neşeli bir melodi kimi zaman sinir bozucu bir sesle bize haber veriyor.

***

Ernest Hemingway “çanlar Kimin İçin Çalıyor” romanında şu sözlerle anlatmıştı özgürlüğü, “Özgürlük, insanın yaptığı pisliği ortalıkta bırakması değil, diye düşündü. Hiçbir hayvan kediden daha özgür değildir; ama o bile pisliğini toprağa gömer. Kediler en iyi anarşistlerdir. Bu adamlar kediden anarşizmin ne olduğunu öğreninceye değin onlara saygı duyamam.”

***

Kendi ticari kaygıları ve hevesleri uğruna makam, mevki peşinde koşarken kural tanımayan, önüne gelen tüm engelleri ve uyarıları dikkate almadan ilerlemeye çalışanlar, ulaşmayı bekledikleri hedefe ulaşabilseler bile en son giderken sadece çan çalacak. Çanın kaç kez çaldığı onun ne kadar sade yada ne kadar karmaşık yaşadığını anlatacak. Toprakla buluştuğunda da üzerinde sadece beyaz bir kefen olacak.

***

Kimse bir ada, tek başına bir bütün değildir. Herkes anakaranın bir parçası, bütünün bir bölümüdür. Deniz bir parçacık toprağı alıp götürse, Avrupa eksilir. Deniz burnu aşındırırsa arkadaşlarının ya da senin toprakların aşınmış demektir. Her ölüm beni eksiltir, çünkü insanlığın bir parçasıyım ben.

Bundan dolayı hiçbir zaman çanlar kimin için çalıyor diye sorma.

***

Herkesin dikkatli olması gerek. Hin fikirlilerin ortalığı karıştırmak için ortaya attıkları iddia ve asılsız haberlere hemen inanmamak gerek. Bu ortamda hala para ve uçkur davası içindeki kirli adamlardan arınmak gerek. Bunların varlığı engelleyebilir. Ticari ve eşraf itibarı için beyinsiz çizgi film karakterlerinin işledikleri yüzünden bizleri de aynı kefeye koymasın hata demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Çanlar 5 Nisan 2015 tarihinde 5 kez çala hayrola….

Bu haber toplam 1140 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.