Kızılay, Yeşilay, Beyaz Ay, İHH, Engelliler Derneği vs vs gibi kurumların daha isimleri sıralayabiliriz, sivil toplum kuruluşlarının var oluş amaçları mağdur insanların, düşkün insanların, yardıma muhtaç insanların yanında olmaktır. Aksi düşünülemez, başka bir nedeni olamaz, olmamalıdır da.

Yıllar önce küçük bir beldenin belediye başkanlığı görevini yapmış o görevden sonra da ismi şaibelerle anılmış, evrakta sahtecilik suçundan mahkemenin verdiği karar sonucu hatta ceza almış bir eski siyasetçi düşünün. Bu siyasi mevta; şu an edilen dedikodulara göre o belediye başkanlığı yaptığı beldede muhtar bile seçilebilecek durumda olmaması ise düşündürücü bir durum. Ama koltuk sevdası bazı kişilerde o kadar ağır basıyor ki bir makamda var olmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar. Yaşları yedi olmuş yetmiş olmuş fark etmiyor, can çıkmadan huy çıkmazmış diye boşa denmemiş sanırım.  Demek ki herkes “saygı mecburi sevgi özgürlük ister” söyleminin tamda anlam bulmuş halini örnek olarak göstermiş diyebiliriz.

Aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında temsilcilik yapan kişilerin kuruma yakın konumda ikamet etmeleri de bir nevi tasarruf tedbirleri içine girmez mi? Beyaz Ay il temsilcisi Muğla merkezde oturuyor, yürüyerek evinden ofise ulaşımı mümkün hatta, gerçi Beyaz Ay’ın kendisine ait ne yazık ki bazı kurum ve kuruluşlardan talep etmesine rağmen bir il binası yok. Bildiğim kadarı ile aile şirketlerine ait ofisi kullanıyorlar ziyaretçileri gelecek olunca ya da yönetim toplantıları gerçekleştirecek olduklarında. İşte bu karşılıksız yapılan iyi niyetli fedakarlık örneğidir. Gönüllü üyesi olduğum iki engeli derneğinden birisi olan Engelliler Derneği Başkanı da merkezde ikamet ediyor. Kızılay ilçe başkanı da aynı şekilde, örnekleri çoğaltabiliriz.

Sanki merkezde oturan on binlerce insandan hiç kimse Kızılay il başkanı olabilecek kapasitede değilmiş gibi Kızılay’ın il başkanı merkezde oturmuyor ne yazık ki. Kızılay il başkanı merkeze hemen hemen 73 km mesafede ikamet ediyor, her gün sadece evinden il binasına gidip gelmek için 150 km ye yakın mesafe yol gidip gelmesi son dönemlerde akaryakıt zamlarını da göz önünde bulundurursak hesabı siz yapın. İyi de olsa kötüde olsa bir araç km de 1 TL yakıt tüketiyor görünüyor, durum böyle olunca günlük 150 TL, aylık 4500 TL yakıt parası bir asgari ücretlinin bir ay çalışıp evini geçindirmek için çalışmasının karşılığı aldığı ücrete tekabül ediyor. Bu akaryakıt ücreti Kızılay tarafından karşılanıyor ise bağış yapan vatandaş; “yaptığı bağışların il başkanının evine gidip gelmesi için mi” yaptığını ister istemez sorgulaması kaçınılmaz elbette. Eğer il başkanı bu gideri emekli maaşından karşılıyor ise Sezar’ın hakkı Sezar’a der, taktir eder alkışlar mıyız? Evet alkışlarız. Emekli maaşını Kızılay’a bağışlayan fedakar başkan diye haber yaparız, vakıfların bağışlarla biriken paralarını gereksiz harcayan herkese örnek olsun diye. Aksi söz konusu ise eğer bir vatandaş olarak Kızılay’a gidip gelmek ne kadar masraflı? diye sorarız.

Bu arada hem Kızılay hem Yeşilay il başkanının aynı temsilci olması zarardan kar yaptırıyordu belki ama Yeşilay il başkanını duyumlarımıza göre devretmiş elinde sadece kala kala il  Kızılay başkanlığı kalmış. Yıllarca da siyaset yaptığı bilinen zatı muhterem kişinin hep bir koltuk sahibi olma hevesi babadan oğula miras kalmış olacak ki Muğla Tugva’daki il başkanlığında yaptığı usulsüzlükler neticesinde alındığının dedikoduları henüz hafızalardan silinmeden şimdi de komşu ilimiz Aydın’da Kızılay il başkan yardımcısı olduğunu işittik. Aydın’ın gözü aydın ne diyelim, çalışkan, yardımsever, memleket sevdalısı bir genci bünyelerine dahil ettiler.  Birçok sivil toplum kuruluşlarında, derneklerde var olma, koltuk sahibi olmaları ailece ne kadar çok vatansever, memleket sever, yardımsever oldukları örnek alınacak kişiliğe sahip olmaları Muğla için şans diyelim.

Sonuç olarak baktığımızda hem sivil toplum kuruluşlarında, hem kurumlarda, vakıflarda, derneklerde, iş yerlerimizde, evimizde uygulayabildiğimiz her tasarruf milli servetten yapılan tasarruftur. Ödemelerinin bizim cebimizden ya da temsilcisi olduğumuz kurumların kasasından çıkması bir şey değiştirmez. Aynı zamanda tüm kamu kurum ve kuruluşların Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tasarruf tedbirleri kapsamında aldıkları önlemleri uyguluyor olduklarını görmek memnuniyet verici. Uygulamayanları da vicdanları ile baş başa bırakalım, onlar vicdan muhasebesini kendileri yapsın. Vebale ortak olmamakta fayda var değil mi?

Kızılay’ın su kuyuları için oluşturulan yardım sloganlarından bir tanesi” SU OLMAZSA OLMAZ İYİLİK SENSİZ OLMAZ” sözü var. Bizde Muğla Kızılay İl Başkanı için aynı ifadeyi kullanabiliriz; KIZILAY SENSİZ OLMAZ…