Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

HER DEVRİN ADAMLARI VE BU TOPRAĞIN ÇOCUKLARI

HER DEVRİN ADAMLARI VE BU TOPRAĞIN ÇOCUKLARI

Her devrin adamları…

Hep vardılar, aramıza sonradan katılanlar da oldu.

Kendi ikballeri için bin bir takla atmayı maharet edinmiş, bu değişken kabuklu türler öyle türlerdi ki, iktidar değişse yeni iktidara anında, "Benim dedelerim sizdendi" diyebilecek ve gemilerini yüzdürebilecek türdendirler.

Kim bunlar demeyin, şöyle etrafınıza bir bakıp, her alanda gördüklerinize dikkat kesilmek yeterli olacaktır.

Bu türler, geldiler, yerleştiler, söz sahibi oldular yetmedi, cüretkarlıkta sınır tanımadılar.

Üstüne üstlük memleket dizayn etmeye yeltendiler.

Hep kendilerine ve yakınlarına çalıştılar.

Varsa yoksa kendileri, eşleri, çocukları, yakınları…

Böyle çalışırken de, gözlerini bu memleketin toprağından doğup, büyümüş insanlarına diktiler.

Bu memleketin çocukları ise, birbirlerini aşağı çekmekten, bu her devrin adamlarıyla mücadele etmeyi akıl bile edemediler.

Bu adamlar söz sahibi oldu. Hem de öyle bir söz sahibi oldular ki, bu memleketin çocuklarını yerlerinden etmeye bile girişir oldular.

Doymadılar, doymuyorlardı.

Her yerde, her iş te onlar ya da onların bağı olan yakınındakiler olmalıydı.

Böyle bir ortamda bakakaldılar olup bitenlere bu memleketin çocukları.

Razı geldiler başlarına gelenlere.

Bir şekilde hak ederek geldikleri yerlerde huzurla oturamadılar, hizmet üretemediler.

Ne zaman bir yere gelseler, bu tayfanın algı girişimlerine ve yer etme girişimlerine maruz kaldılar.

Ama bu bakakalanların içinden birileri de vardı ki, hak ettikleri kazanımlara olan inançlarından vazgeçmediler.

Bu doyumsuzların vakit kaybetmeden saldıracaklarını bile bile doğruya olan inançlarıyla duruş sergilediler.

Bütün bu bilinen gerçekleri neden mi söylüyorum?

Son günlerde izlediğimiz kadarıyla kentte yine kısır bir gündem oluşturulmaya çalışılıyor.

Bu gündemin adı; Bakanlık atamasıyla Menteşe Belediyesinden Menteşe İlçe Milli Müdürlüğü bünyesine geçiş yapan bu toprağın çocuklarından birine karşı yürütülen algı gündemi.

Kendini devletin kurumunun sahibi gören sığ bir siyaset anlayışına sahip her devrin adamları, “CHP’li bir belediyede çalışan birisi, nasıl olur da Milli Eğitim bünyesine geçer?” üzerinden başladılar alıp, vermeye.

Hem de kendilerini, kim ya da kimler olduklarını ele vere vere…

Mesleği öğretmenlik olan, Milli Eğitim bünyesinde olmasından daha doğal bir şey olmamasına rağmen, hak ederek o mertebeye gelmiş olabileceğini düşünmeden, her şeyden önce bir insan olduğu düşüncesinden uzak, liyakat denen mevhumun önemini bilmeden, hem de bakanlık atamasıyla yapılan bir atamaya ne kadar itiraz edilip edilmeyeceği bilgisine bile sahip olma kapasitesine erişemeden başladılar arkadan dolanmalara.  

Yazık, en önemlisi de bu memleket toprağının çocuklarını önemsizleştirerek…

Bu şehrin siyasilerinin de, her devrin adamları tarafından yürütülen bu çirkin algı yöntemine engel olmak gibi bir görevleri bulunuyor.

Siyasette Muğla iline hizmet etmek için görevlendirilen kişilerin bu küçük girişimlerle zaman doldurmak yerine, memleket kalkınmasına yönelik girişimlerde bulunması elzem olup, muhalefeti de hizmet üzerinden yürütmeleri doğru olan olacaktır.

Birilerinin ayağının kaydırılmasına öncülük etmeden hem de…

Siyasetin odağında insan ve hizmet vardır.

Kıyımı odağına koyan yapılar, bir gün kendilerini bu hedefte göreceklerini bilmelidir.

Bırakın da biraz bu toprağın çocuklarının yiyecek ekmeği olsun.

Kulun hakkına girmenin günahların en büyüğü olduğu unutulmamalı.

Böylesine bir linç girişimine soyunanlar, karşılarında sessiz bir Muğla duruşu görmeye alışık olabilirler ama bilmeliler ki, bu sessizlik her zaman devam etmeyecektir.

Bu dönemin nimetleri, her zaman her devrin adamlarından yana olmayacaktır. Bilinmelidir ki, Muğla için düşündükleri bu sessizlik, bu reflekssizlik ve rahatlık her zaman sürmeyecek, her devrin adamları bu kadar kolay at koşturamayacaklardır.

Belki bu yolla biraz paylaşmayı da öğreneceklerdir.

Bu düşüncelerimin sağı, solu, önü, arkası, a partisi, b partisi yok.

İnsani, etik ve liyakat yönü var.

Kıssadan hisse, bu memleketin topraklarında doğup, büyümüş ve yetişmiş kim varsa geldikleri görevde başarı dileklerimi iletirken, atamaları da hayırlı olsun.

Her devrin adamlarına da tavsiyem; kendileri ve çevrelerine dönük arayış ve mücadelelerini kimsenin ekmeğiyle oynamaya çalışmadan başka zeminlerde aramaya devam etsinler .

Bu yazı toplam 2802 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR