İstanbul’da Seçim Sonucunu Küskünler Belirleyecek

İstanbul’da “tecdid-i intihab” var; yani “seçimin yenilenmesi”…

Şimdi saflar daha da sıklaştırılıp çizgiler daha da belirginleşiyor.

Kafaları karışık olanlar, yeni verilerle yeni kanaatler oluşturup kendini ve çevresini ikna etmeye çalışıyor.

Pek fazla takip etmesem de bir sürü “gerekçe” havalarda uçuşuyor. İktidar “ak” diyor; muhalefet “kara”… Millet de havada uçuşan iddialara göre saf tutuyor (mu acaba?)…

Her seçimde benzer atmosfer vardır ama 23 Haziran’da gerçekleşecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi için havada uçuşan iddialar, her ne kadar genel seçmeni etkilemeye matuf gibi görünse de, bu seçimin sonucunu “küskünler”in tavrı belirleyecektir. Çünkü İstanbul’da 31 Mart seçiminin sonucunu da küskünler belirlemişti. 31 Mart günü % 17 sandık başına gitmemiş. Bu büyük bir rakam.

KÜSKÜNLERİMİZ

31 Mart seçimleri sadece küsurat partileri ve HDP için rahat bir seçimdi. Çünkü bunların seçim kazanma değil, “seçim kaybettirme” amaçları vardı. Açıkça aday göstermeyip adaylarını kapalı kapılar ardında Millet İttifakı listelerine soktukları için parti içi kırılmalar ve sızlanmalar yaşamadılar. HDP de Kandil’den aldığı emir çerçevesinde hareket eden PKK’ya paralel düşündüğü için, onlarda “kırılma ve sızlanma” lüksü zaten yoktur.

Ak Parti’nin küskünleri olacağını seçimlerden çok önce yazmıştık. “Nasıl olsa genel seçim değil… Bir ikazda bulunalım” diyen kitle az değildi. Adana, Ankara, Antalya, Mersin ve İstanbul bu ikazların en şiddetli yapıldığı yerler oldu. Tabii iktidar için en acısı İstanbul idi. Çünkü İstanbul iktidar için sembolik bir “egemenlik” sembolü idi. Muhalefet için de aynıydı. Genel kabul o idi ki “İstanbul demek, Türkiye demek”ti.

Anlaşılan İstanbul’da Ak Parti seçmeni kadar CHP seçmeninin de rahatsızlıkları vardı. Aday gösterme esnasında yaşanan sıkıntıları hatırlayın lütfen… İl başkanının restinden ve Gürsel Tekin, Mustafa Sarıgül faktörlerinden etkilenen ve en önemlisi hâlâ Muharrem İnce-Kemal Kılıçdaroğlu çekişmesinin yaşanan olumsuzluğu unutamamış olan CHP seçmeni de bir küskünlük yaşadı; sandığa gitmedi. Bunlara Kılıçdaroğlu için “Yetti gari” diyenleri de eklersek, yekûn baya baya kabarık olur.

HAYDİ KÜSKÜNLER SANDIĞA!...

Şimdi her iki cenah da küskünlere yükleniyor.

Ak Parti stratejisini Saadet Partisi’ne giden oylar üzerinden kurgularken, küskünler için ne yapıyor belli değil. Bir şeyler yapıyorsa da ben duymadım, görmedim.

CHP’nin küskünleri kazanması için bir şey yapmasına gerek yok. Onlar Tayyip beyi meydanda ve ekranlarda gördükçe safları sıklaştırıp sandığa yöneleceğe benziyor. Şayet İstanbul seçimini Ekrem İmamoğlu alırsa, bunu kendi çalışmalarına değil, Tayyip beyin sahaya inmesine borçlu olacaktır.

Ak Parti’nin şansı ise “hesapsız küskünler”in hiçbir beklentiye kapılmadan “Son bir defa daha şans verelim”  diyerek sandığa gitmesidir.

23 Haziran akşamı, sadece seçim sonuçlarını değil, aynı zamanda, kimin daha çok küskünler yarattığının bir fotoğrafını da görmüş olacağız.(Konuya uygun bir gelin-kaynana fıkrası var da… Öyle ulu-orta anlatılmaz. İsteyene özel olarak anlatırım.)

Haydi küskünler!...

Görelim sizi!...

Bir defa daha şaşırtın bizi!...