KOCA ŞEHİR MUĞLA’M

Türkiye 81 ilden oluşmakta, bu illerin nüfusu 750 bin ve üzeri olan şehirler büyükşehir belediyesi statüsünde hepimizin bildiği gibi. Büyükşehir statüsündeki 30 kentten birisi de yaşadığımız Cennet Memleket olarak adlandırdığımız Muğla’mız.

Üvey ananın güzel kızları diyebileceğimiz kocaman şehir Muğla’mız. Merkezi tüm ilçelerinden daha az nüfusa sahip, daha az yüzölçümüne sahip olan koca şehir Muğla’mız. Diğer büyük şehirlerden yolculuk esnasında geçerken gurbet sızından değil hizmet eksiğinden iç çekmemize neden olan koca şehir Muğla’mız. Diğer illerde köstebek yuvası gibi dağların delik deşik edilip yolların yapıldığını görünce 960 metre olan Göcek Tüneli’ni ücret ödeyerek geçtiğimizi hatırlayınca cebimizi sızlatan koca şehir Muğla’mız.

Yazın Ankara’dan, İstanbul’dan diğer tüm illerden hatta Avrupa’dan bile insanların tatil yapmak için akın akın geldiği, Muğla’da yaşayanların ise tatilciler gidince eylülde denize gireriz dediği tatil merkezi koca Muğla’mız. Her gencin yaşamak istediği üniversite hayatını özgürce, tatil havasında yaşayabileceğim diye tercih edilen, Muğla’ya ilk defa gelen birinin Muğla’nın Aydın istikametinden girişte Gazi Anadolu Lisesi’nin olduğu kavşağa gelince otobüs şoförüne denizi ne zaman görebiliriz diye sordurtan memleket koca Muğla’mız. İlk gelinen haftalarda ne zaman okul biter de memlekete dönerim deyip okul bitince öğrenciye asla memleketini aratmayan, mezun olununca geri dönmeyi düşünmeyenlerin yaşadığı şehir koca Muğla’mız.

Az olsun bizim olsun düşüncelerine sahip olan kişilerin yönetiminde olan koca Muğla’mız. Ev kiralarının belki de ülke genelince en yüksek görüldüğü koca şehir memleketim.  Tek maaşlı memurun yaşam şartlarında giderek zorlandığı adeta sürgün edilerek tayini çıkmış gibi hissetmeye başladığı koca şehir Muğla’m. Üniversite öğrencisi olan evladının yaşadığı şehirde, okul  kampüsünün olduğu bölgede ara ara cinayet haberleri duyan,  uzak diyarlardan bile yüreği ağzında anne babaların sıkı takibinde  olan koca şehir Muğla’m.

Her olumsuzluğa, her kötü habere rağmen, umutların her geçen gün içimizde artarak büyüdüğü, yağmurdan sonra doğan güneş gibi içimizi ısıttığı, her bahar içimizin kıpır kıpır oluşu gibi her doğan güneşle masum sevgi ile beslediğimiz ümitler, umutlar var olsun,  giderek artsın diyelim.

Sevgiyle…