Muğla Milletvekili Gizem Özcan: “Yargı Adalet Değil, Dosya Tüketiyor”

Muğla Milletvekili Gizem Özcan: “Yargı Adalet Değil, Dosya Tüketiyor”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili ve avukat Gizem Özcan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu’nda görüşülen Karayolları Trafik Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye’de adalet sistemine yönelik çarpıcı eleştirilerde bulundu.

Adalet sisteminde yaşanan yapısal krize dikkat çeken Özcan, konuşmasında Türkiye’nin hukukun üstünlüğü açısından tarihî bir gerileme yaşadığını vurguladı. “Oxford destekli 'Our World in Data' araştırmasına göre Türkiye’nin 2024 yılı itibarıyla hukukun üstünlüğü puanı sadece 0,18. Bu oran, yapılan tarihsel çalışmalarla kıyaslandığında 1789’daki 0,20 puanın bile gerisinde. Yani hukukun üstünlüğü açısından III. Selim ve Tanzimat öncesi düzeye gerilemiş durumdayız” dedi.
“Yargı, adalet değil dosya tüketiyor”
Özcan, yargı sisteminde yaşanan aşırı iş yüküne de dikkat çekti. 2024 yılı adalet istatistiklerine göre adli yargıda görev yapan 10 bin 413 hâkimin yıl içinde toplam 9 milyon 300 bin dosya ile ilgilenmek zorunda kaldığını aktaran Özcan, bu durumun hâkim başına yıllık ortalama 892 dosya anlamına geldiğini belirtti. “Bir hâkim bir iş gününde 3-4 dosyada karar vermek zorunda kalıyor. Dosya başına 1,5 ila 2 saat zaman ayrılabiliyor. Bu şartlarda adalet üretilemez. Bu tablo yalnızca yoğunluk değil, aynı zamanda niteliksiz kararlar, artan adli hatalar, geciken adalet ve cezasız kalan suçlar demektir” ifadelerini kullandı.
“Yargı siyasallaştı, halkın iradesi yargılanıyor”
CHP’li vekil, konuşmasında Ekrem İmamoğlu hakkında açılan davalar ve İstanbul’daki operasyonlara da değindi. 19 Mart’ta başlayan yargı sürecinin, Türkiye’de adaletin siyasallaştığını gözler önüne serdiğini belirten Özcan, “İlk dalgada 106 kişi gözaltına alındı, 31 kişi tutuklandı. Ardından 52 gözaltı, 18 tutuklama daha gerçekleşti. Belediye çalışanları, bürokratlar, yöneticiler sistematik olarak yargı tacizine uğradı. Bu operasyonlar yargı soruşturması değil, halkın seçtiği iradeye bir müdahaledir. Mesele yalnızca İmamoğlu değil, halkın seçme hakkının mahkeme kararlarıyla ortadan kaldırılmasıdır” dedi.
“Yargı baskı aracına dönüştü”
İmamoğlu’nun Beylikdüzü dosyasında duruşmalar arasındaki uzun aralara dikkat çeken Özcan, davanın adalet değil, baskı ve sindirme amacı taşıdığını ifade etti. “Yargı artık adaletin değil, siyasetin aracıdır. İktidar karşısında duran herkes bu sistematik yargı baskısıyla yüzleşmek zorunda bırakılıyor” dedi.
Konuşmasını filozof Heraklitos’tan bir alıntıyla sonlandıran Gizem Özcan, “Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz. Çünkü bu yangın sadece adliyeleri değil, toplumsal vicdanı da yakıyor” diyerek Meclis’e çağrıda bulundu: “Adaleti yeniden inşa etmek yalnızca hukukçuların değil, bu Meclis’in de tarihsel sorumluluğudur. Ya bu sorumluluğu cesaretle üstleneceğiz ya da adaletin küllerinden geriye kalan bir hukuk devleti olmayacak.”

Bu haber toplam 36 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.