Ünlü filozof Aristoteles’in bir sözü

“Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız.

Zira siyaset dostlukları zedeler.

Siyasetçiler yollarına devam ederken,

Siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız”.

Gerçekten böyle midir?

Yine hem yakın çevrenize, hem de Türkiye geneli seçimle ilgili adayların haberlerine bakın. Bu ne tahammülsüzlüktür.

İşte geldi çattı. Yarın (Pazar günü) oy kullanacaksın. Tercihini sandıkta zaten belirteceksin.

Genelden yerele baktığınızda siyaset yapan bazı insanların ne kadar hoşgörüden uzak, tahammülsüz olduğunu görüyorsunuz.

Biraz sabır, hoşgörü ve empati lütfen.

Şunun şuracığında ne kaldı?

Tabi ki yalnızca oy kullanmakla iş bitmiyor. Gerçek hayata dönüldüğünde ekonomik sorunlar, istihdam sorunları, ülke kalkınması, yeni sistem için yeniden yapılanma, borçlar vb.

İşte bütün bunları yönetmek için gösterilecek çaba ve bu süreçte insanlarımızın birbirlerine göstereceği anlayış, tolerans, sürecin zararsız atlatılmasına yardımcı olacaktır.

Ancak yerelden genele siyaset yapan, siyaseti yönetenlerin geldiği yere, makama, mevkiye uymakta zorluk çekmeleri sonucu, çatışmacı, saldırgan yöntem izlemeleri süreci tıkayacaktır.

Siyaset yapanlar lütfen;

-Gülümseyin, iyi dinleyici olun, karşınızdaki kişiye önemli biri olduğunu hissettirin.

-Saygılı olun, daima dostça yaklaşın. Bırakın karşınızdaki kişi daha çok konuşsun.

-Empati kurun.

-Daima karşınızdaki kişinin hassas olduğu insani konulara değinin.

-Eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan söz edin.

-Karşınızdaki kişinin gururunu korumasına izin verin.

-Sorun varsa olası sebeblerinin neler olduğunu, olası çözümlerin neler olduğunu belirleyin.

Bence bütün bunları yapabilecek olan siyaset yapsın, siyaseti yürütsün.

Sizce bunları yapmak çok mu zor?

Çok zor değil, ancak insanın bu olgunluğa erişmesi çok zaman alacaktır.

Sabır, yenilenme, insana saygı ve insanı sevmekle mümkün.

Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın Mersin’de yaptığı bir konuşmasında “Hızla değişen dünya şartlarına ayak uydurabilmenin ön koşullarından biri siyaset kurumunun güçlendirilmesi, bunun yolu da kadınların karar alma süreçlerine katılımları ve siyasi mekanizmalarla lokomotif rol oynamalarından geçiyor.

Kadınlar, siyasetin doğal üreticisidir.

Analitik düşünme yetenekleri ve satır aralarını okuma duyarlılıklarıyla siyaseti zenginleştiren, onu gri görünümden kurtaran kimselerdir.”

Bugün yakın çevremize baktığımızda Muğla’da bütün siyasi partilerin bu seçimde de kadına önem vermediğini görüyoruz. AK Parti 2.sıra adayı Yelda Erol Gökçan, son sıralarda Eylem Tan, CHP’de son sıralarda Emine Yenilmez Aydemir, İYİ Parti’den 5.sırada Nesrin AŞTI, HDP’de 1.sıra Sultan Özcan. Evet bu kadar.

Vee. Adayların çalışmalarını takip ettiyseniz, kadın adaylar daha verimli, daha çok çalışıyor.

Siyaset sanki onlarla gri tondan daha beyaza doğru evriliyor.