Coğrafyaya Can Verenler: CEYHAN

Coğrafyaya Can Verenler: CEYHAN
Geçtiğimiz hafta sonu Kayseri’den dönerken birkaç kez Kızılırmak’ın üzerinden geçtik. Aklıma Nehirlerimizle ilgili bir yazı kaleme almak geçti.Nehir diyip geçmemeli, aşık ile maşuk arasındaki hissiyatı Ahmet Haşim “Parıltı”...

Geçtiğimiz hafta sonu Kayseri’den dönerken birkaç kez Kızılırmak’ın üzerinden geçtik. Aklıma Nehirlerimizle ilgili bir yazı kaleme almak geçti.

Nehir diyip geçmemeli, aşık ile maşuk arasındaki hissiyatı Ahmet Haşim “Parıltı” şiirinde nehre atfen ne güzel anlatır:

“Ateş gibi bir nehr akıyordu

Ruhumla o ruhun arasından”.

Çocukluğumda bendenizde en çok iz bırakan nehir tereddütsüz Ceyhan idi. O aklım erdiğinde ilk gördüğüm büyük su kaynağı idi. Biz ona Ceyhan’da “Ceyan” derdik. Kıyısına gider saatlerce seyrederdim.

Türk Medeniyetinin en ihtişamlı dönemlerinin yaşandığı Taşkent, Buhara, Semerkant ve Kaçgar gibi şehirler hafızalarımızda ne kadar yer etmiş olmalı ve buralara hayat veren Seyhun ve Ceyhun nehirlerini ne kadar sevmiş olmalıyız ki, onların isimlerini benzeterek, getirip Seyhan ve Ceyhan’a veriverdik. Bu sebeple midir bilmem ama ne zaman Çukurova'ya gitsem, kendimi Maveraünnehre gidiyor gibi hissederim.

Ceyhan, tanıdığım bildiğim bir çok akrabam için hayat kaynağı idi. Onun suladığı topraklar bir çok insanın geçimini sağlardı.

Bizim için de hayat kaynağı idi. Kurban için aldığımız koyunları satmak için Ceyhan’a götürdüğümüzde İnceyer köyünde otlakiye satın alır, hayvanları Nehrin kenarındaki söğütlüklerde gündüzleri yatırır gece serinliğinde de otlatmaya çıkarırdım. Kıyısına ulaşabildiğimiz yerlerden de koyunlarımızı sulardık. Hatta başka bir yazımda anlattığım 12 Eylül Darbesini  de Ceyhan Nehrinin kenarında karşılamıştım.

Nehirle insan ilişkileri ilginçti. Yusuf Amcam rahmetli tarla sulama zamanı traktörünü Nehre yaklaştırır, “Santreviç” dedikleri bir sistemle suyu ırmaktan alırdı. Santreviç’in ırmaktan çıkardığı suyu şaşkınlıkla seyrederdim. Zira, teknolojiyi seyretmek ayrı bir haz verirdi, bununla birlikte en çok da bizim köydeki “Öz”ün suyundan fazla su çıkarması şaşırtırdı beni. Biz köyümüzde en fazla bir geverlik su ile tarla sulaması yapardık.

Amcamların Çukurova’nın öldürücü sarı sıcağında günlerce bıkmadan, yorulmadan tarla sulaması her türlü takdirin ötesindeydi. Biz de kendi köyümüzde rençberlik yapardık lakin “Çukurağa”da çalışanların onda biri kadar çalışmıyorduk. Tabiatıyla Çukurova, bunca çalışmanın karşılığını da verirdi.

Yine Ceyhan Nehrinin kenarında gecemin gündüzüme karıştığı günlerden birinde (Kurban için yine koyun götürmüştük ve ben onların devamlı yanında kalıyordum) yan taraftaki tarlada çalışan köylüler Nehrin yukarısında bir kuzu çobanının Nehre düşerek boğulduğunu söylemişti. Nehir civarında bir telaştır gidiyordu. Nihayet ikindi vakti bir vaveyla koptu, koşarak ırmak kenarına gittiğimde Nehrin karşı tarafında yani Yamaç İnceyer kıyısında yüzü Nehir içinde bir ceset gördüm. Uzun süre suda kalmaktan kaynaklı olsa gerek ceset şişmişti. Gencecik fidan gibi bir çocuk demişlerdi ölen çocuk için köylüler. Kısa bir süre sonra Babam rahmetli panik vaziyette koşarak tarlaya gelmişti. Köyün içinde genç bir çocuk Nehre düşüp boğulmuş dediklerinde benim olduğumu zannetmiş, paniği o sebepmiş.

Gördüğüm manzara günlerce aklımdan çıkmamıştı, kah cesedin silüeti gözümün önüne geliyor, kah genç çocuğun hayatını düşünüyordum. Ne hayalleri vardı kim bilir, yavuklusu var mıydı öldüğünü duyduğunda ne hissetmişti. Yahut anası evladının kaybını duyduğunda nasıl bir ızdırap içinde kalmıştı diye düşünüp durmuştum.

Ceyhan arada bir alırdı alması gerektiğini, lakin her zaman bereket sunardı etrafına. Mesela Amcamın oğlu Memduh ırmaktan "gelebicin" balığı tuttuğunu hava atarak anlatırdı (Gerçi ben hiç görmedim gerçekten tutmuş muydu?

Hülasa Elbistan'ın gözünden çıkıp Çukurova'nın mümbit topraklarını sular Ceyhan'ımız. Yaylakta kalanlar için onun aktığı-suladığı yerler her zaman zenginliğin bereketin simgesidir. Severiz Coğrafyamıza can veren hayat kaynağımızı.

Baki selam...

Bu haber toplam 483 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.