KARAR ANI

KARAR ANI
31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldı. Mahalli idareler seçimlerine giderken, çok gerilere gitmeden yakın hem de çok yakın bir tarihimizde yapılan seçim sonuçları üzerine bir tahlil yapmak istiyorum. Her zaman, gelişmeleri...

31 Mart seçimlerine çok az bir süre kaldı. Mahalli idareler seçimlerine giderken, çok gerilere gitmeden yakın hem de çok yakın bir tarihimizde yapılan seçim sonuçları üzerine bir tahlil yapmak istiyorum. Her zaman, gelişmeleri olaylar ve kişiler (kurumlar) üzerinden değil, sonuçlar üzerinden değerlendirmeyi uygun görürüm.

7 Haziran 2015 yılında yapılan seçim sonuçları üzerinde, milletime faydalı olacağını düşündüğüm düşünce ve fikirlerimi paylaşmak istiyorum. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan Milletvekilliği seçim sonuçları, siyasi tarihimizde bir kırılma ve dönüm noktası olmuştur.

7 Haziran seçim sonuçlarına göre, ülkemizi 13 senedir tek başına yöneten  Ak Parti, seçim sonuçlarına göre 258 Milletvekili kazanmış, bu sonuçlara göre tek başına hükümet olma imkanını kaybetmişti. CHP, MHP v e HDP’den oluşan muhalefet bloğu çoğunluğu sağlamıştı. Seçimlerden 132 Mv.kazanan CHP hükümet olmak istiyor, bu amaçla  HDP destekli, CHP-MHP koalisyon hükümeti kurulmasını ısrarla savunuyor, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye Başbakanlık bile teklif etmişti.  CHP’nin Mv.sayısı yeterli olsa HDP ile bile hükümet kurmayı isteyen, arzulayan bir davranışı vardı.

Halbuki, 7 Haziran gecesi daha sandıkların tamamı açılmadığı, seçim sonuçları belli olmadığı halde, MHP Lideri Devlet Bahçeli, “gerekirse yeniden seçim” diyerek, içerden ve dışardan beklenen ve istenen kaos planlarını yerle yeksan etmişti.  Galiba 7 Haziran gecesi “devlet” aklı devreye girmiş, herkes şapkasını önüne koymuş ve bir karar verilmişti.

7 Haziran gecesi verilen kararlara geçmeden, 7 Haziran’a gelirken ülkemizin durumuna göz atmakta fayda olacağını düşünüyorum. 7 Haziran seçimlerine giderken ülkemizde, istismar edilen açılım ve çözüm politikaları ile gemi azıya alan bölücü terör ve bölücülük, G.Doğu’yu adeta hendekler beldesine çevirmiş kanun ve devlet hakimiyeti zayıflamış, özellikle devletten yana olan bölge halkı, bölgeden uzaklaştırılmaya zorlanıyordu. HDP, PKK’nın siyasi hedeflerinden federalizm ve konfederalizm yolunda adımlar atıyor, bölgede Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) adıyla bir parti kuruyor, elindeki belediye başkanlarını, bu partinin emri altına veriyordu. Ülkemiz hızla eski Yugoslavya olma yolunda ilerlerken, Türk Milleti 7 Haziran seçimleri ile bu politikaları tasvip etmediğini dosta düşmana ilan ediyordu.

İşte bu şartlarda gidilen 7 Haziran seçimleri sonucunda, Cumhuriyeti kuran parti olduğunu, Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP, Mv.sayısı yeterli gelse,  HDP ile koalisyon hükümeti kuracak, ülkemiz hızla uçuruma yuvarlanacaktı.

7 Haziran gecesi “gerekirse yeniden seçim” diyerek ülkemizi uçurumun kenarından tutup çıkaran MHP ve onun Lideri Devlet Bahçeli, 1 Kasım seçim sonuçları üzerine, kurumsal ve kişisel bir saldırıya uğrayacak, olağanüstü kongre talepleri ile MHP istikrarsızlığa sürüklenmek istenecekti.

Haziran seçim sonuçları aynı zamanda, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişinde başlangıcı olmuştur. Türkiye’de etnisiteye (HDP) dayalı bir partinin varlığı, hatta bu partinin hükümet olma ihtimali, devlet-ebed müddet yani kısa adıyla beka meselesini de düşündürüyordu.

7 Haziran seçim sonuçları ile istediklerini elde edemeyen iç ve dış mihraklar, 15 Temmuz hain planı devreye sokuyor, milletimizin devletine ve ülkesine canı pahasına sahip çıkma duygusu ve iradesinin çelik duvarlarına çarpıyordu.

Beka meselesini tehlikede görev Türk Milleti, temsilcisi devlet adamlar Sn.Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin işbirliği ve liderliğinde, 16 Nisan’da yapılan referandum ile Türk Milleti yeni yönetim modelini seçiyor, bekası için tedbirini alıyordu.

24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk Cumhurbaşkanı ve Milletvekili genel seçimi yapıldı. Bu seçimin diğer seçimlerden farkı, ilk defa bu seçimlerde partiler ayrı ayrı değil, ittifaklar halinde giriyordu. AK Parti+MHP  Cumhur İttifakını oluştururken, CHP+İP+Saadet Millet İttifakını oluşturuyor, HDP ile hiçbir parti  ittifak yapmıyor, birlikte görüntü vermiyordu.

Aslında yeni dönemin şifreleri bu ittifaklarda gizliydi. Yeni hükümet sisteminde etnisiteye dayalı bir parti, rejim ve ülke için tehlike arzediyor, bu partinin tasfiye edilmesi amaçlanıyordu.

Ancak, rejimi ve ülkeyi korumak, muhafaza etmek için politika yürütmesi gereken CHP, bazı yetkilileri vasıtasıyla, oyları CHP yerine HDP’ye istiyor, milli politika takip etmiyordu.

24 Haziran seçim sonuçlaroı gösterdi ki, CHP’nin bir kısım oyları etnisiteye dayalı HDP’ye gitmiş, HDP’nin barajı aşarak TBMM girmesi sağlanmıştı.

Tarih yine tekerrür ediyor, 31 Mart seçimlerine giderken bir çok seçim çevresinde HDP temsilcileri CHP amblemi ve çatısı altında seçime giriyor. CHP temsilcileri, PKK2nın siyası kolu HDP ile alenen bir ittifakı yalanlasa, inkar etse de, basına ve medyaya yansıyan HDP’ye ait haber ve görüntülerden, CHP Truva atı vazifesi görüyor, sistemin ısrarla tasfiye etmek istediği etnisiteye dayalı siyaset yapan bir partiyi muhafaza ediyor, varlığını sağlıyor.

Anayasanın ilk 4 maddesi bu ülkeye mensubiyet duyan,bütün vatandaşların ve partilerin gözetmesi, savunması gereken ilkelerdir. CHP misyonuna ve kurucusuna sadık politikalar takip etmeli, bölücü emellerin siyasi organizasyonu HDP’yi koruyup, kollamaktan vazgeçmelidir.

Yazımı mehter marşının muhteşem mısraları ile bitirmek istiyorum.

Türk Millet, Türk Milleti

Aşk ile sev milliyeti

Kahret vatan düşmanını,

Çeksinler bu zilliyeti.

Bu haber toplam 647 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.