Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yerel seçimlerde elde ettiği tarihi zaferin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday belirleme sürecine girmiş durumda. Ancak bu süreç, partinin geleneklerinden kopuşu ve Genel Başkan Özgür Özel’e yönelik haksızlık tartışmalarını beraberinde getirdi.

CHP Birinci Parti Oldu Ama…

Özgür Özel liderliğinde girilen ilk seçimde CHP, AK Parti’yi geride bırakarak yerel seçimlerde Türkiye genelinde birinci parti oldu. Bu sonuç, yıllardır özlemi çekilen bir başarıydı ve adeta bir zafer olarak partililer tarafından kutlandı. Doğal olarak bu zaferin mimarı olarak görülen Özgür Özel’in isminin, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ön planda olması beklenirdi. Ancak gelinen noktada durum farklı.

Genel Başkan Doğal Aday Olmalıydı

Siyaset geleneğinde genellikle bir partinin genel başkanı, ülke genelinde yapılacak bir seçimde doğal aday kabul edilir. Bu hem siyasi etik gereğidir hem de parti içi birlik ve bütünlüğü sağlama açısından önem taşır. Ancak CHP’de bu geleneğin dışına çıkılmış durumda. Özgür Özel’in adı Cumhurbaşkanlığı için pek dile getirilmiyor. Bunun yerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın isimleri ön planda. Bu durum, Özgür Özel’e haksızlık yapıldığı izlenimini uyandırıyor.

İmamoğlu ve Yavaş Partiyi Karıştırır mı?

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerinin sürekli gündeme gelmesi, parti içinde huzursuzluk yaratıyor. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki açıklamaları ve Mansur Yavaş’ın zaman zaman adaylık konusunda sessiz kalmayıp mesajlar vermesi, CHP’nin iç bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. CHP’nin yakın geçmişte iç çekişmelerden dolayı zarar gördüğü unutulmamalıdır. Özellikle “ön seçim” tartışmaları şimdiden parti içinde gerilimi artırmış durumda. Oysa şu an yapılması gereken, Özgür Özel etrafında kenetlenip Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlanmaktır.

İstanbul Seçimi Ayrı, Türkiye Ayrı

Ekrem İmamoğlu’nun “3 kez Erdoğan’ı yendim” söylemi sıkça dile getirilse de bu bir İstanbul seçimi başarısıdır. Türkiye genelindeki sosyolojik yapı ve seçmen profili, İstanbul’dan oldukça farklıdır. İmamoğlu’nun İstanbul’da elde ettiği başarı, ülke geneline doğrudan yansıtılamaz. İstanbul’da alınan yüzde 51 oy oranı, Türkiye genelinde aynı sonucu vermeyebilir. Bu durum, hesap hatalarına yol açabilir.

CHP’yi İktidara Taşıyacak Yol: Birlik

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma şansı hiç olmadığı kadar yüksek. Ancak bu fırsatın değerlendirilmesi için parti içi kavgalara, hizipleşmelere ve erken adaylık tartışmalarına son verilmelidir. Özgür Özel, hem partiyi birinci parti yaparak hem de toplumun farklı kesimleriyle sağladığı diyalog zeminiyle bu süreci yönetebileceğini göstermiştir.

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayının kim olacağına elbette parti tabanı ve yetkili organları karar verecektir. Ancak bu süreçte etik değerlere sadık kalınmalı, parti içi huzursuzluk yaratacak söylemlerden kaçınılmalı ve en önemlisi, Özgür Özel’e haksızlık yapılmamalıdır. Çünkü o, bu başarıya imza atan liderdir ve Cumhurbaşkanlığı yarışında da doğal adaydır. CHP’yi iktidara taşıyacak olan, kişisel hesapları bir kenara bırakıp birlikte hareket etmektir.