Türkiye’de ekonomik kriz derinleşirken muhalefet, iktidarı sert bir şekilde eleştirmeye devam ediyor. Ancak bu eleştiriler, yıllar önce Süleyman Demirel’in benzin kriziyle ilgili söylediği o meşhur sözü hatırlatıyor: “Benzin vardı da biz mi içtik?” Bugün muhalefet, AK Parti iktidarını ekonomik sıkıntılardan sorumlu tutarken, asıl sorulması gereken soru şu: Eğer Türkiye’nin ekonomik durumu gerçekten iyi olsaydı, Recep Tayyip Erdoğan halkın tüm kesimlerine rahatlıkla destek vermez miydi?

Erdoğan 23 Yıldır İktidarda, Peki Neden Daha Fazla Dağıtmıyor?

Recep Tayyip Erdoğan, 23 yıldır Türkiye’yi yönetiyor ve devletin ekonomik kaynaklarına muhalefete kıyasla çok daha geniş erişime sahip. Eğer Türkiye’nin mali gücü gerçekten yeterli olsaydı, Erdoğan bugüne kadar emeklilere, asgari ücretlilere, çiftçilere, memurlara ve dar gelirli vatandaşlara daha fazla destek verebilirdi. Ancak mevcut tablo, bunun mümkün olmadığını gösteriyor.

Muhalefet İktidarı Devralsa Ne Olur?

Muhalefet, erken seçimle iktidara gelmek istese de karşılaşacağı ekonomik tablo oldukça ağır olacak. 23 yıllık bir iktidarın ardından devralacakları ekonomi büyük ihtimalle enkaz ekonomisi olacak. Bu durumda, geçmişte olduğu gibi kemer sıkma politikalarına başvurmak zorunda kalacaklar. Ancak bu da halkın büyük tepkisini çekecek ve iktidardaki muhalefetin hızla zayıflamasına yol açacaktır.

Muhalefetin En Doğru Stratejisi Ne Olmalı?

Muhalefetin en mantıklı yolu, ekonomik gerçekleri göz önüne alarak doğrudan iktidar karşıtlığı yerine daha stratejik hamleler yapmaktır. Türkiye’de ekonomik istikrar sağlanmadan iktidar değişimi gerçekleşse bile, yeni yönetim halkın ekonomik beklentilerini karşılamakta zorlanacak ve büyük toplumsal tepkilerle karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle, muhalefet ekonomi politikalarında daha yapıcı bir tutum sergilemeli ve iktidarı farklı siyasi stratejilerle geriletmeyi hedeflemelidir.

Türkiye’nin Kazanması İçin Akılcı Siyaset Şart

Süleyman Demirel’in yıllar önce söylediği o meşhur söz bugün de geçerliliğini koruyor. Erdoğan’ın ekonomiyle ilgili gerçekleri göz ardı ederek halkın refahını bilinçli olarak engellemesi mantıklı değil. Muhalefet, iktidarı suçlamak yerine daha gerçekçi ve stratejik hamlelerle hareket etmeli. Önemli olan siyasi hesaplar değil, Türkiye’nin ekonomik geleceğinin güvence altına alınmasıdır.