AK Parti’nin 8. Olağan Kongresi, Türkiye’deki siyasal ve toplumsal bölünmüşlüğü gözler önüne seren bir sahne oldu. Bir yanda iktidarın coşkulu kalabalıkları, diğer yanda ise ekonomik sıkıntılar ve adalet arayışı içinde olan milyonlar…
Seçim Havasında Bir Kongre
Ankara Spor Salonu’nda gerçekleşen kongrede, AK Parti’nin kendine duyduğu güven ve güçlü görüntüsü dikkat çekiciydi. Erdoğan ve kurmayları, sanki yarın seçim varmış gibi bir atmosfer yarattı. Salon, büyük bir zafer mitingini andırırken, parti tabanı 23 yıllık iktidarın ardından hâlâ enerjisini koruduğunu gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında “Yeni Türkiye” vurgusunu öne çıkardı. Kongrede yaptığı konuşmada, ekonomik sorunların farkında olduklarını ancak vatandaşlardan biraz daha sabır beklediklerini ifade etti. Ancak dışarıda, hayat pahalılığı altında ezilen geniş kitleler için bu “sabır” çağrısı pek de karşılık bulmadı.
Türkiye’nin İkiye Bölünen Gerçekliği
Bu kongre, aslında Türkiye’nin içinde bulunduğu iki farklı dünyayı da net bir şekilde gözler önüne serdi. Bir yanda Erdoğan ve AK Parti’nin hâlâ geniş bir tabana hitap eden güçlü duruşu, diğer yanda ise ekonomik darboğaz, kayyum atamaları, ifade özgürlüğü kısıtlamaları ve yargı sürecindeki tartışmalarla boğuşan milyonlar…
AK Parti için her şey yolunda gözüküyor olabilir. Kongre salonunda atılan sloganlar, alkışlar ve partiye yeni katılımlar, iktidarın güç kaybetmediği mesajını vermeye çalışıyor. Ancak salonun dışına çıkıldığında, sokaktaki vatandaşın gündemi çok farklı.
Muhalefetin ve toplumun önemli bir kesiminin, ekonomik sıkıntılar nedeniyle erken seçim beklentisi içinde olduğu bir dönemde, AK Parti’nin seçim havasında bir kongre yapması dikkat çekici. Erdoğan, her fırsatta “Yeni Türkiye” söylemini güçlendirirken, bu yeni Türkiye’nin herkes için aynı anlama gelip gelmediği ise büyük bir soru işareti.
Sabır Çağrısı mı, Gerçeklerden Kopuş mu?
Erdoğan’ın kongrede yaptığı “biraz daha sabır” çağrısı, Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle nasıl örtüşeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Enflasyon yükselmeye devam ederken, vatandaşın cebindeki yangını söndürmek için alınan önlemler yetersiz kalıyor. Üstelik, sadece ekonomi değil, demokratik haklar ve hukukun üstünlüğü konularında da ciddi eleştiriler var.
Bu noktada, AK Parti’nin ve Erdoğan’ın çizdiği “istikrarlı ve güçlü Türkiye” tablosu, yaşanan krizler karşısında ne kadar inandırıcı olacak? Kongrede verilen mesajlar, geniş halk kitlelerini ne kadar ikna edebilecek?
Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı
AK Parti’nin 8. Kongresi, Türkiye’deki iki farklı dünyanın aynası oldu. Kongre salonunun içindeki enerji ve heyecan, ülkenin sokaklarındaki karamsarlıkla büyük bir tezat oluşturdu.
Türkiye’nin gerçeklerini sadece kongre salonlarının coşkusu ya da mitinglerdeki sloganlarla örtmek mümkün mü? Önümüzdeki süreçte, AK Parti’nin bu soruya vereceği yanıt, Türkiye’nin geleceği açısından belirleyici olacak.