Bodrum Gündem yazarı Sedat Kaya’nın “Bu yaz hiçbir koyda şezlong parası ödemeyin” başlıklı yazısı ve Yargıtay’ın son kararı üzerine ben de bu konuda birkaç şey yazmak istedim. Türkiye’de kıyıların kamuya ait olduğu Anayasa’da açıkça belirtiliyor. Anayasa’nın 43. maddesi net bir şekilde, “Deniz, göller ve akarsuların kıyıları, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır ve kamu yararına kullanılmalıdır.” diyor. Yani hiçbir işletme sahili kendi mülkü gibi kullanamaz, halka kapatamaz. Ama uygulamada işler gerçekten böyle mi yürüyor?
Bodrum’da Kıyı İşgali Yıllardır Devam Ediyor
Geçtiğimiz yıl kıyılar konusunda neredeyse yer yerinden oynadı. Bodrum’da yaşananlar bunun en büyük örneği. Hukuki süreçler yaşandı, iş karakollara taşındı ama sonuç? Yaprak bile kımıldamadı. Yargıtay’ın son kararı, kıyı mücadelesinde önemli bir kazanım gibi görünse de, sahilde yaşanan işgal hâlâ son bulmuş değil.
Bodrum’da yıllardır sahiller işletmelerin insafına kalmış durumda. Kimi yerlerde halkın denize ulaşması bile mümkün değil. Özel mülk gibi kullanılan kıyılar, aslında hepimizin ortak hakkı. Ama sahada işler farklı ilerliyor.
Devlet İşgaliyeden Para Alıyorsa, İşletmelere Karışabilir mi?
Burada çelişkili bir durum var. Devlet, işletmelerin kıyıları kullandığı gerekçesiyle işgaliye ücreti alıyor. Bu da hazineye hatırı sayılır bir gelir sağlıyor. Ama eğer devlet bu parayı alıyorsa, işletmeler bunun bedelini nereden karşılayacak? Elbette denize girenlerden! Şezlong koyan işletmeler hem devlete ödeme yapıyor hem de müşterilerden ücret alıyor.
Peki, bu durumda vatandaş ne yapacak? İşletme, “Ben buranın işgaliyesini ödüyorum” deyip sahili kullanıma kapatabilir mi? Hukuken hayır, ama pratikte evet. Çünkü devlet bu konuda net bir tavır koymuyor.
Çözüm Var mı?
Eski Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, bu konuda bir denge sağlamaya çalışmıştı. İşletmeler belirli saatler içinde şezlong koyabiliyor, belli kurallar çerçevesinde sahili kullanabiliyordu. Ama şimdi bu düzenin devam edip etmeyeceği belirsiz.
Aslında çözüm çok basit:
1. Devlet ya işgaliye almaz ve işletmelere kıyıyı kullandırmaz,
2. Ya da işgaliye alırsa işletmelere de belli kurallar çerçevesinde kıyı kullanım hakkı tanır.
Bir noktada netleşmek şart. Eğer kıyılar tamamen halka ait olacaksa, temizliği de devlet ya da belediyeler üstlenmeli. Çünkü sahili kullananlar giderken geride çöp bırakıyor ve şu an bu temizliği işletmeler yapıyor.
Bu konunun başka alternatifi yoktur. Ya tamamen kamusal kullanım olacak ya da işletmeler belli kurallar çerçevesinde kıyıyı kullanabilecek. Ama her iki durumda da işleyiş netleşmeli. Aksi takdirde Bodrum başta olmak üzere kıyı işgali tartışmaları her yaz yeniden alevlenecek.