Gazetecilik yaşamım boyunca gözlemlediğim en çarpıcı gerçeklerden biri, devletin bürokratik kadroları ile siyasiler arasındaki büyük nitelik farkıdır. Özellikle diplomatlarımızın ne kadar iyi eğitimli, donanımlı ve dünya çapında saygın isimler olduğunu gördüm. Ancak resmi temaslar için gelen siyasiler çoğu zaman aynı kaliteyi yansıtamıyor.
İki Ayrı İnsan Kalitesi
Devleti yöneten teknik kadrolar; diplomatlar, bürokratlar ve uzmanlar, alanlarında yüksek eğitim almış, yabancı diller bilen ve uluslararası standartlarda donanımlı kişilerden oluşuyor. Ancak siyasilerin büyük bölümü, bu niteliklere sahip olmaktan çok uzak. Bir yanda dünya ile entegre, bilgili ve stratejik düşünen profesyoneller; diğer yanda ise çoğu zaman yetersiz bilgiyle hareket eden, popülist söylemlerle politika yapan siyasiler var.
Türkiye Adına Büyük Bir Talihsizlik
Bu fark, devletin yönetiminde büyük bir dengesizlik yaratıyor. Eğitimli kadroların ürettiği politikaların, niteliksiz siyasiler tarafından uygulanmaması veya yanlış yönlendirilmesi sıkça karşılaşılan bir sorun. Türkiye’nin çok daha ileri bir konumda olabileceğini bilmek ve buna rağmen siyasilerin uluslararası entelektüellikten uzak olması, benim için her zaman büyük bir üzüntü kaynağı olmuştur. Türkiye, potansiyeli yüksek bir ülke olmasına rağmen, vizyon eksikliği nedeniyle sürekli kayıplar yaşamaktadır. Bu da ülkemiz adına büyük bir talihsizliktir.
Siyasi Partiler İçin Kaçınılmaz Görev
Bu nedenle, siyasi partiler demokratik yoldan gelip ülkeyi yönetecek kadro seçimlerini yaparken milletvekili kadrosundaki kaliteyi uluslararası normlara çekmelidir. Türkiye’nin önünün açılması açısından bu hayati bir adımdır. Bugünkü siyasetçiler eğer gerçekten ülkelerini seviyorsa, 2028 seçimlerine hazırlanırken milletin vekili olacak isimler arasında bir kalite standardı belirlemelidirler. Mevcut anlayış devam ettiği sürece, Türkiye’nin hak ettiği seviyeye ulaşması mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.