Hafta içi, yapılan toplantıda proje sorumlusu Alper (Çınar) Hoca, Cengiz Bektaş Kent Belleği ve Bölge Müzesi’nde yapılacakları, yapılmak istenenleri proje detaylarını basına uzun uzun anlattı.

(Bu konuyla ilgili detayları hatta düşüncelerimi dün yazmıştım.)

Müzenin mimari dokunuşlarını, detaylarını paylaştı…

Kent belleği ve müze projesinin, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın öncülüğünde ve destekleriyle yürütüldüğünü vurguladı.

Mimari detaylara da girdi; hatta öyle ki, binada “ısıtma problemi yok” diyerek tasarımın bu yönde yapıldığını özellikle belirtti. (Sanki konuşulacaklar içine doğmuş gibi (!))

Ne güzel!

Tam “Maşallah” diyecektik ki…

Üç gün geçmeden, Başkan Aras’ın özel danışmanı Levent Arkan’ın sosyal medya paylaşımı ortalığı karıştırdı.

Arkan’ın açıklaması tam anlamıyla yine gündeme oturdu: Açıklamasında şöyle diyor;

“270 adet elektrik sobasıyla ısıtılmaya çalışılan, bir ayda 600 bin lira elektrik parası gelen, hâlâ kullanılmayan, izolasyon ve imalat hatalarıyla dolu bir binaya milyonlarca lira harcanarak müze açılmasına karşıyım.”

Ve devam ediyor:

“Bu binanın tepeden tırnağa incelenmesi için TMMOB’a başvurmamız gerektiğini Ahmet Aras’a öneren benim. TMMOB heyeti binayı inceledi, süreç devam ediyor.”

Şimdi burada insanın kafası karışıyor.

Bir yanda, Ahmet Aras’ın “öncülüğünde” yürütülen bir proje…

Diğer yanda, Aras’ın “sözü benim sözüm” dediği özel danışmanı Levent Arkan’ın ağır eleştirileri.

Hangisine inanacağız?

Bir yanda “ısıtma problemi yok” denilen bir bina, diğer yanda “yedi yıldır kullanılmıyor, ısıtma-soğutma sorunu var” denilen açıklamalar.

Üstelik bu kadar tartışma ortasındayken müze projesinin sekiz ayda tamamlanacağı da söyleniyor.

O zaman sormak gerekiyor:

Madem danışman böyle düşünüyor, Başkan Aras neden bu proje çalışmalarına onay verdi?

Gerçekten Aras bu projeye onay verdi mi?

Ya da Arkan gerçekleri mi söylüyor?

Ya da Aras projeye güveniyorsa, danışmanı neden bu kadar ağır konuşuyor?

Levent Arkan’ı da yok saymamak gerek;

Çünkü Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras onu tanıtırken, “Onun sözü benim sözümdür” demişti.

Artık hem konularda hem de projelerde netlik istiyoruz.

Bir proje başlamadan önce her yönüyle netlik kazansın.

Bir yandan “kent belleği” yaratıyoruz diyerek övünürken, diğer yandan kent hafızasında soru işareti bırakmak olmamalı.

Maşallah dediklerimiz üç gün yaşamıyorsa, belki de önce “neyin gerçekten yaşaması gerektiğine” karar vermemiz gerekiyordur.

Artık ‘Maşallah’ dediğimiz de yaşasın!