Güzide Kasım
CHP Muğla Kongresinde Çekilmeler, Sessiz Tepkiler, Demokrasi
Hafta sonu, Muğla siyasetinin gündemini uzun süredir meşgul eden, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 39. Olağan İl Kongresi yapıldı.
Kongre öncesi başlayan hareketlilik, kulislerde dönen söylentiler ve son dakikada adaylıktan gelen çekilme kararlarıyla birlikte, CHP’nin “demokrasi” vurgusunu gölgeler tarzdaydı.
Üç adayla başlayan süreç, kongre sabahı beklenmedik bir şekilde değişti. Önce Mehmet Kubilay Özcan, adaylıktan çekildiğini açıklayan bir metin paylaştı.
Açıklamasında “özgür irademle bu kararı alıyorum” dese de devamında yer alan cümleler dikkat çekiciydi:
“Bugün geldiğimiz noktada, il delegelerimiz üzerinde geleneklerimize hiç yakışmayan baskılar yapılması ve demokratik olmayan uygulamalar nedeniyle olası kırgınlıkların önüne geçmek, mücadelemizi daha güçlü kılmak ve partimizin birlik ve beraberliğini korumak adına seçime girmeme kararı aldım.”
Bu cümleler dikkat çekiciydi. Peki baskıyı yapan kimlerdi?
Daha sonra dikkat çeken açıklama ve adaylıktan çekilme kararı Hasan Balı’dan geldi. Balı’nın sözleri ise daha çarpıcı nitelikteydi.
Balı, ilçe kongresi dönemine değinerek, “Gonca Başkanımızın özel isteği üzerine seçim komitesi kurulmuştu. Nail Kızıl’ın başarısına binaen bir dönem daha devam etmesi gerektiğine inanmıştım. O dönem diğer adayların çekilmesi için ben de devreye girdim. Ancak sonradan fark ettim ki bir siyasi mühendislik yapılmış. Bu vebali hâlâ boynumda taşıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bu sözlerle Balı, parti içindeki kulislerde uzun süredir konuşulan iddiaları da bir anlamda doğrulamış oluyordu. Üstelik Mustafa Aytaç Kavak’tan helallik istemesi, o dönemde yaşanan kırgınlıkların derinliğini de gösterdi. Acaba Kavak o dönem gerçekten ilçe başkanı adayı mıydı?
Peki, Hasan Balı bu girişimleri neden yapmıştı? O dönemde kendisine il başkanlığı sözü mü verilmişti?
*** *** ***
Balı, konuşmasında kongre sürecinde eşit koşullarda yarışmadıklarının da altını çizerek devam etti;
“Nail Kızıl, ilçe başkanlığı görevinden istifa etmeden, adaylık çalışmalarında belediyenin imkanlarıyla destek aldı. Kameraman, fotoğrafçı, medya uzmanı arkasında geziyordu. Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte çoklu katılımlar yapıldı. Bu süreç demokratik değildi. Delegeler baskı gördü, imza vermemeleri istendi.” diye devam ediyordu.
Bu açıklamalar ciddi iddialardı…
*** *** ***
Özellikle Bodrum delegelerinin sessiz tepkisi, kongre salonunda adeta fısıltı halinde dolaştı. Resmen Balı’nın söylemlerini destekler nitelikteydi.
Ama kongre tek aday blok listeyle devam etti.
Aslında bu sonucu önceden tahmin etmek çok da zor değildi.
Ben de 7 Ekim tarihli yazımda Nail Kızıl’ın tek aday olabileceği yönündeki öngörümü belirtmiştim. Ancak sürecin bu kadar tartışmalı hale geleceğini açıkçası beklemiyordum.
Görünen o ki partide bazı şeyler artık sadece perde arkasında değil, ulu ortada da konuşuluyor.
*** *** ***
Kongrede bir diğer dikkat çekici anı değinmeden geçmek istemiyorum.
İl Başkanlığı tarafından hazırlanan slayt, adeta Zekican Balcı’ya ithafen hazırlanmış bir veda filmi gibiydi. Slaytın sonlarına doğru çalan ‘Bu Havada Gidilmez’ şarkısı ve fondaki sözler ise oldukça manidardı.
Slayt sonunda ise Zekican Balcı gözyaşlarını tutamadı. Bazı delegeler de onunla birlikte ağladı. Özellikle Uğur Ürper’in Balcı’ya sarılıp ağladığı anı, bazıları şaşkınlıkla, bazıları ise gözyaşları içinde izledi.
Tüm bu gelişmelerin ardından Nail Kızıl tek aday blok listeyle il başkanı oldu.
Ancak geride kalan tartışmalar, iddialar ve kırgınlıklar hâlâ konuşulmaya devam ediyor...
Kimi sustu, kimi konuştu….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.