Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

ACIMADI Kİ, ACIMADI Kİ…

ACIMADI Kİ, ACIMADI Kİ…

Döneminde İl Genel Meclisi toplantılarını kaçırmayan ve oradaki gelişmeleri an be an aktaran bir gazeteciydim.

Çoğu zaman da neredeyse tek takip eden pozisyonuna bile düştüğüm olmuştur. Birkaç meslektaşıma da İl Genel Meclisi toplantılarını izleme alışkanlığını kazandırdım desem abartı olmaz.

Son günlerde Muğla Büyükşehir Belediyesi Meclisindeki komisyonların el değiştirmesiyle ilgili çok şey yazılıp çizildiği gibi, hatta çeşitli teorilerin dışında aritmetikler de ayrıntılı olarak yansıtılıyor.

Herhalde Belediye Meclis üyeleri bile bu aritmetikler üzerinde bu kadar fazla durmamıştır.

Durmadıklarını da zaten partilerini adına sergiledikleri duruş ve ifadelerden de anlaşılıyor.

Bu haberi ilk yayınlayan ve Meclis gündemini takip ederek, oradaki havayı soluyan tek Gazeteci olarak Tülay Sükun’a teşekkür ederim.

Çünkü haberi ve izlenimleriyle Muğla’ya gündem oluştururken, haberini detaylarını kaleme aldığı sırada, ön bilgiyi gazetelerimizin web sayfalarından ilk olarak duyurarak, kamuoyunu bu son günlerde siyasi çevrelerin ya da kendini her daim yorum yapmak zorunda hissedenlerin diline plesenk olmuş konuyu duyurdu.

Haberi yerinden takip etmek önemli. Etmediğinizde malum yanlış bilgi aktarımına sebebiyet verebilir yazılanlar. Gazetecinin kendi izlenimlerini aktarması, bir başkasının yazdıklarından yola çıkarak, aktarmasından daha sağlıklı olacaktır.

Belki bahaneyle Sükun da, meslektaşlarının Meclis toplantılarını izleme alışkanlığının önünü açar kim bilir?

***

Bu işin habercilik boyutu. Bir de siyasi boyutundan ele alalım.

Şunu sorgulamadan edemiyorum.

Muğla’da CHP demenin Osman Gürün demek olduğu algısı o kadar yer etmiş ki, CHP’nin komisyon kaybetmesi, Muğla’da CHP’nin de Osman Gürün’ün de kaybetmesi kadar yankı oluşturdu.

Sorguladığım şu; bu CHP Muğla’da komisyon bile de olsa hiç mi kaybetmez ya da kaybedemez?

İl Genel Meclisi’nde muhalefette yer aldığı günü dün gibi hatırlarım. Hatta Av. Çağrı Alper ile başlayan Cem Erkin ile devam eden İl Genel Meclisi Başkanlıkları ile yerel parlamentoda iktidar da olmuştu. Üstelik kaybedilen komisyon da değildi düpedüz yerel seçimlerde elde edilen sonuçlardı ama bu kadar infial yaratmamıştı.

Demem o ki, hiçbir şey aynı kalamaz. Kalamayacağının artçıları gibi görebilmek de mümkün bu sonucu.

Kaldı ki CHP’nin çok ta başarılı bir siyaset, hizmet ya da demokratik bir duruş sergilediğinin söylenemediği bir ortamda…

Siyasetin doğasında var bu sonuçlar.

Kıyamete kadar devam edemez ya.

Değişim bilinci geliştiğinde Muğla’da da değişimler kaçınılmaz olacaktır mutlaka.

Kaldı ki, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi gibi yerel parlamentolarda bu gibi hamleler, yerel siyasete sinerji de katacaktır.

Vay efendim şu kaybetti, bu kazandı yaklaşımlarını sergileyenlerin iştahı daha çok kabarmış durumda nedense.

Neticede bir parti grubu inisiyatif koydu.

Dallandırıp, budaklandırmaya gerek yok.

Kaldı ki o partinin İl Başkanı çıkıp, çok açık bir ifade ortaya koydu.

“O gün siyasi konjonktür böyle olmasını gerektirdi” şeklindeki yorumuyla… 

Ne demişti İYİ Parti İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ, hatırlayalım:

“Kendi mücadelemizi vermek adına komisyonların 7 kişi de kalması yönünde oy kullandık. Bu nedenle ne AK Parti’yi, ne de MHP’yi destekleme durumumuz söz konusu değil. Sadece İYİ Parti oalrak kendi mücadelemizi verdik. Kullandığımız oy nedeniyle kimse kendinden tarafa bir pay çıkarmasın.”

Bu kadar.

Gelelim CHP İl Başkanı Zeybekoğlu’na. Bu tercihin bir tasarruf olduğu yönünde bir olgunluk gözetmeyip, İYİ Parti İl Başkanının sözlerini çürütmeye yönelik yaptığı açıklamada manidar.

Zeybekoğlu, arkadaşımız Tülay Sükun’a, İYİ Parti’nin AK Parti ve MHP ile ittifak yaptıklarından dolayı böyle bir karar çıktığını savunduğu açıklamasında, “Yanlış yaptıklarını düşünüyoruz. Ben İYİ Parti İl Başkanının samimi konuştuğunu düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.

Sayın Zeybekoğlu, partiniz ile yerel seçimlerde ittifak kurmuş ve bugün büyükşehir belediye başkanlığını kazanmanıza katkı koymuş bir partinin il başkanının söylemlerini samimi bulmadığınız yönünde görüş ortaya koymanız, sizin de bu samimiyeti kuracak vefa ve ilişkiyi kurmadığınız, kurduysanız da sürdürmediğiniz fikrine sebebiyet verebilir.

Bir de son olarak alınan sonucun ardından Zeybekoğlu’nun, “Bu komisyonlar ile belediyenin çalışmalarının engellenmesi mümkün değil. Bizim isteklerimiz, önergelerimiz Mecliste çoğunluk olduğumuz için kabul edilecek ama bunu siyaseten kullanmaya çalışıyorlar. Tarih yazıldı gibi paylaşımlar yapıyorlar. Tarih falan yazıldığı yok” ifadeleri bana yere düşünce ağlamamak için direnen çocuğu hatırlattı:

Ne derdi o çocuk?

“Acımadı ki, acımadı ki…”

Bu yazı toplam 1434 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR