Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

DİLİMİZDE TÜY BİTTİ

DİLİMİZDE TÜY BİTTİ

Kentte bir bakıyoruz yollar kapanıyor, bir bakıyoruz yollar kazılıyor, bir bakamıyoruz çünkü kapanan açılmıyor, kazılan kapatılmıyor.

Biz bunu hep yapıyoruz, biz bunları hep yaşıyoruz.  

Hadi bunları yaşıyoruz.

Kapananı da, kazılanı da içine dalınca yaşayarak görüyoruz.

Kapalı olan yolun kapalı olduğunu, yolun sonuna gelince görüyor ve öğreniyoruz.  

Bu konu, vatandaşların şikayet konusu olarak süreklilik arz ederken, gündeme getirmemizin istendiği konularda başı çekiyor.

Kentte neresi kapalı, neresi açık?

Valla bilmiyoruz.

Hep sürpriz bulmaca çözer gibi yaşamaya alıştık.

Her gün “Yine ne yapılıyor?”, “Bu yol yine neden kapandı?” sorusunu dilimize dolar olduk.

Kent daraldı, trafik yoğunlaştı.

Plansızlık hayatımızı felç etmeye başladı.

Bir de ne yapıldığını bilmediğimiz çalışmalarla, içinde bulunduğumuz pandemi dönemiyle birlikte sinir sistemimiz tahribata uğramakta.

Oysaki bu çalışmalar için vatandaşın yoğun olmadığı günler fırsat sayılabilirdi.

Kent insanı olarak alıştık mı bu sürprizli güne başlamalara evet alıştık.

Ama alışamayanlar hala tepkili. Gündeme gelmesini isteyip, bu sorunların giderilebileceği ümidi taşıyorlar.

Bu sürprizlerin adını, sanını bilmiyoruz, hiç öğrenemedik de.

İlgililerimiz bize yaşayarak öğretiyor adeta.

“Yaşayın, görün” diyorlar herhalde.

“Nerede görülmüş yaptığımız işle ilgili sizi bilgilendirmek” misali bu uygulamadan taviz verilmeden sürüyor sürprizler.

Bir elektrik kesintisi ya da meteorolojik bir ihbar, gerek e-posta yoluyla, gerekse kurumların başı olan Valilik kanalıyla, basına, basından da vatandaşa aktarılıyor.

Bu hizmeti önemsiyoruz.

Ancak gelin görün ki, Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki yaşam konforuyla iştigal halinde olan daire başkanlıklarının böyle bir derdi yok.

En başta da, yol ve altyapı çalışmaları bu yaşam konforu dediğimiz mevhumun karşılığı niteliğinde kent yaşamında.

Kendine bunu dert etmeyenlerle birlikte vatandaş olarak bu derdi en fazla yaşayan kentlerdeniz.

Bu durum da, yapılan işlerin, planlı mı plansız mı olduğunu sorgulamamıza sebebiyet veriyor haliyle.

Planlıysa önceden planlandığını düşündüğümüz bu çalışmaların, yine önceden kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.

Hatta dilimizde tüy bitti.

Ama olmuyor.

İlle de yerinde yaşamamız dikte edilmeye çalışılıyor.

Bu paylaşımın yolları ve bu yolları kullanacak personel varlığının yoğun olduğu bir kurum için çok ta zor olmasa gerek bizleri yerinde yaşamaya mecbur bırakmadan bilgilendirmek.

En basitinden vatandaş girdiği yolun, caddenin ya da sokağın kapalı olduğunu, sona geldiğinde değil de, başında öğrense daha fayda içerikli bir yöntem olmuş olacak diye düşünüyoruz.

Ya da kazılmış bir yolda yapılan işin adı ya da ne zaman faaliyete geçeceği bilgilendirmesini yapmak.

Bunun için, çalışma alanlarına işin adı, sanı ve bilgilerini içeren bir levha konuşlandırmanın önemi vurgulamaya çalışıyoruz.

İşin görsel boyutuna ciddi bütçelerin ayrıldığını gözlemlediğimizde, küçük bir levhaya ayrılamayacak bir bütçe yok değildir diye düşünmeden edemiyoruz.

Bu söylediklerimiz küçük ama önemli ayrıntılar.

Vatandaşın yaşam konforunu direk ilgilendiren detaylar.

Kaldı ki bu detayları irdelemesi beklenen kurum, vatandaş memnuniyetiyle doğru orantılı hizmet eden, varlık sebebi kent ve vatandaş olan bir kurum.

Bir sabah uyandığımızda karşılaştığımız sürpriz çalışmalarla ilgili vatandaşların bilgi alma hakkı kendilerine sunulmalı.

Verirken işin bitirilmesinin öngörüldüğü tarih de açıklanmalı.

Bunlar yapılmayacaksa, bu eziyetin son bulması için bir zahmet birileri çözüm üretsin.

Bakın bunu biz yapmaya çalışıyoruz.

Biz olması gerekeni kamu yararını gözeterek aktarıyoruz, olması gerekeni oldurmakla görevli olduğu için maaş alanların da bu küçük detayları kendine dert etmesini bekliyoruz.

Üstüne basa basa tekrar ediyoruz. Kent içinde yapılması planlanan çalışmaların önceden kamuoyuyla paylaşılması, bilgi kirliliklerinin ve eleştirel isyanların önlenmesi açısından büyük önem arz ediyor.

Bu çalışmaları yürüten hangi kurum varsa onların yetkililerinin dikkatine sunarız.

Bu yazı toplam 1111 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR