Bugün sosyal medyada gezerken Menteşe Kaymakamımız Sayın Caner Yıldız’ın paylaşımına takılı kaldım.

Takılı kalınca da bugünkü yazıya konu oluşturdu.

Pazaryeri girişindeki parkta, görmeye alışık olduğumuz iç içe oturan vatandaş figürleri ile o vatandaşlarla sanırım salgınla mücadeleye yönelik tedbirleri anlatmaya çalıştığına inandığımız Sayın Kaymakamın diyaloğunu ifade eden bir fotoğraf paylaşımından söz edeceğim.

Sayın Yıldız paylaştığı görselin açıklamasında ise, “Pazaryerimiz gayet normal gözüküyor” demiş.

Bu normalliğin kriterini ben merak ettim doğrusu.

Pazaryeri hiç te normal değil Sayın Yıldız.

Haber Merkezimizden sevgili Sinem Korkmaz pazaryerindeki riski gözler önüne serer nitelikteki haberleri kaleme aldı.

Sinem Korkmaz haberinde, “Coronavirüs vaka sayılarının yeniden artış göstermesiyle salgın ile mücadele kapsamında alınan önlemlere vatandaşların uymadığı gözlendi” diyerek, şöyle devam ediyordu:

“Muğla’nın Menteşe ilçesi Perşembe pazarında vatandaşların ortaya çıkardığı görüntüler tedirgin etti. Coronavirüs vakalarının artış gösterdiği günlerde denetimler artarken, Perşembe pazarı ve Pazar önünde bulunan banklarda yaşanan yoğunluk tedirgin etti. Vatandaşların sosyal mesafe kuralını hiçe sayarak alışveriş yaptıkları ve Pazar girişinde bulunan banklarda yan yana oturdukları görüldü. Vatandaşların maske takma zorunluluğunu yerine getirirken, sosyal mesafeye uymamaları dikkat çekti.”

Belki kabak tadı veren bir haberdi farkındayız ama Sayın Kaymakamın pazarda her şeyi normal olarak yorumladığı saatlerde de bir habercinin bu tespitleri yer alıyordu.

Evet, Menteşe’deki denetimlerin sıkı şekilde yerine getirildiğini biliyoruz. Gerekli uyarıların da caydırıcılık içerikli yapıldığını da biliyoruz ancak gelin görün ki kurulan tüketici pazarındaki ihlaller bir çuval inciri berbat etmekle neredeyse ilintili.

Belki coronavirüs tablomuz ülkeye bakıldığında iyi gibi görünse de, bu işin şakası yok. İnsanımızın rahatlığı da cabası.

Sadece ülkedeki hastanelerde değil, bizim “iyi durumdayız” dediğimiz Muğla’da bile Covid servisinin dolu olduğunu duyuyoruz.

Bu durumda çetin bir kış mevsiminin bizleri beklediğini söyleyebiliriz.

Geçtiğimiz günlerde yine sosyal medyada bir paylaşım okumuştum. Şöyle diyordu paylaşımda:

“Yaz aylarında davulların yerini sirenler aldı. Allah herkesin yardımcısı olsun inşallah.”

Bize de “amin” demek düşüyor.

Buyurun nereye çekerseniz çekin, nasıl yorumlamak isterseniz yorumlayın.

Davulların dövülmediği tatsız tuzsuz kısıtlanmış ortamlar, günlük hayatın akışı içinde kulaklarımızın artık aşina olduğu ambulans sirenleri.

Bu siren çalan ambulansların içindeki vakalar. Elbette başka vakalar da var ama paylaşım manidar ve dikkat çeker nitelikte.

Paylaşımda sözü edilen davulların çaldığı o günlere kavuşmak en büyük dileğimiz ama gelin görün ki, bu kısa vadede pek te mümkün görünmüyor.

Bunu mümkün kılacak duyarlılığa da sahip değiliz, katkı da koymuyoruz.

Katkı koymaya çalışanın da sağlığını riske ediyoruz.

Yazık oluyor, yazık olacak.

Sayın Kaymakamım paylaşımınız içimize su serpse de, içinde bulunduğumuz durum, insanımızın özensizliği gerçeğini değiştirmiyor.