A. Özden Akgüç

A. Özden Akgüç

KOMŞU NEREYE KOŞUYOR?

KOMŞU NEREYE KOŞUYOR?

25 mart 1821 günü Yunsnistan'in Osmanlı Devletinden bağımsızlığını kazandığı gün olarak tarih defterine kaydoldu.

Halbuki, Yunan yani Ortadoks kökenli Osmanlı  vatandaşlarından  Vezir, Paşa,  Büyük Elçi ve Vali  olmak üzere bir çok üst düzey yönetici vardı.

Ortaçağın karanlığından çıkan batı, Yunan milletinin Osmanlı esaretinde olduğunu düşünerek, Türk ve Yunan milletinin arasını açmak için elinden gelen her şeyi yaptı.

Neticede de 1821 yılında Mora yarım adasını Osmanlı Devletinden kopardılar.

Bu küçük devletin başına da Bavyeralı bir prens olan Otto'yu kral diye atadılar.

Bunun anlamı, " Sizin içinizde kral olabilecek bir tek insan bile yok " demekti.

Bu yıl,  Yunanistan'in sözde bağımsızlığa kavuşmasının 200 yılı kutlanacak.

Bu kutlamaları çok yakından takip etmekte fayda vardır.

Yunanistan 1821 yılindan 1946 yılına kadar da Osmanli devletinden devamlı toprak kazanarak yüzölçümünü büyüttü ve bugünkü haline geldi.

Bugünün Yunanistan'i  ile en uzun sınırı olan il Muğla ilidir.

Muğla ilinin her ilçesinin karşısında bir Yunan adası vardır.

Bu adalar ile ilçelerimiz arasında da hem ticaret hem de turizm alanında iş birligi bulunmaktadır.

Türkiye, Türkler ile Yunanlılar  arasında Kıbrıs'da beraberce bir federasyon kurmak istedi.

Bu federasyon iki halk arasında dostça bir birlikteliğin halen mümkün olduğunu, ispat edecek idi.

Ayrıca Türkiye Ege ve Akdeniz'de doğal gaz ve petrol arayarak bu zenginliği komsu ile beraberce paylaşmayı da teklif etti.

Hem de defalarca...

Ama, bu iki projeye Yunanistan sıcak bakmadı..

Yunanistan bize karşı silahlanmayı tercih etti.

Hatta, daha da genişleme hayalleri kurarak, batıdan yeni silahlar alma yolunu tercih eti.

Ekonomisi pek de iyi olmayan komşu, yeni silahlar alarak adam akilli borç altına girdi.

Komşu, bu borçlar yetmiyormuş gibi, ülkesini adeta ABD askerlerinin işgali altında soktu.

Tüm bunlar Türk düşmanlığı yüzünden oluyordu.

Komşu, yüzlerce yıl beraberce yaşadığı, damak ve müzik alanında müşterek değerlere sahip Türkler ile beraberliği tercih edebilirdi.

Komşu, Türkler ile Kıbrıs'da bir federasyon kursa, denizlerdeki zenginliği beraberce değerlendirse, daha iyi olmaz mıydı?

Ama bunların olmadığı gibi, tam aksi oldu.

Bu kadar basit bir çözümü kör gözle bakan ve aklı ile değil, duyguları ile hareket eden politikacıların yüzünden komşunun macerası bakalım nerelere uzanacak?

Bu yazı toplam 1568 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
A. Özden Akgüç Arşivi
SON YAZILAR