Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

PERŞEMBE’DEN GELENİ ÇARŞAMBA’DAN SÖYLEYELİM

PERŞEMBE’DEN GELENİ ÇARŞAMBA’DAN SÖYLEYELİM

Geçtiğimiz Cumartesi günü Gençlik ve Spor Müdürlüklerimizin Basın Sorumlusu sevgili dostum İlker Cömert’in sosyal medya paylaşımına gözüm ilişti.

 “Yani yazmayayım diyorum sonra kızıyorlar ama bu kadar da saçmalık olmaz” diye başladığı bir paylaşım.

Baştan kendisine kızılacağını öngörerek dile getirme gereği duymuş İlker kardeşim.

Oysaki bir vatandaş yaklaşımı ve uyarısına kızmak ya da kızılacağını düşünmek de ne demek oluyor, anlaşılır gibi değil.

Hangi yüzyılda yaşıyoruz?

Vatandaş olmanın, yaşadığımız şehri sevmenin, daha iyisinin olmasını istemenin, doğru olana doğru, yanlış olana yanış demenin neresi kötü olabilir ki?

Neyse bunları bilahare dile getiririz.

Paylaşımın içeriği, bizim Menteşe ilçesinde MUSKİ Genel Müdürlüğü karşısındaki mevkii olan İsmet Teyyaresi maketinin bulunduğu alanda yapılan kavşak çalışmasını oluşturuyor.

İlker Cömert servis edilen bir haberin fotoğrafından yola çıkarak, kavşak düzenlemesinin yapılıp, uygulamaya geçmesiyle birlikte oluşabilecek sıkıntıları dile getirmiş.

Sözü edilen fotoğrafta Yağcı Gacar Kavşağı diye adlandırılan kavşaktan Öğretmenler Sitesi mevkiine olan sola dönüşün yasaklanacağı belirtilmiş.

Mevki isimleri belirsizlik yaratabilir diye yazı içine ilk kez fotoğraf kullanıyorum.

Cömert, yaşanabilecekleri çok ta güzel ifade etmiş. Malum bizim sektörde geçmişi olduğu gibi hala haber yazıp servis etmeye de devam ediyor.

Yani anlatmak istediğini kaleme güzel döker diyorum.

Şunları söylemiş:

“Arkadaşlar, insanlar Marmaris istikametinden gelirken evlerine nasıl dönecekler? Öğretmen evlerine ya da oradaki diğer sokaklara yani evlerine dönmek isteyenler buradan dönemeyecekler. Aylin Karaca Kavşağında sola yine dönemeyecekler, keza orası da tek yön. Yani evine dönebilmek için taaa Tekel Kavşağına gitmek zorunda kalacaklar. Yani işin erbabı değiliz ama tek yönle dönüş yasağı ile trafik rahatlatılmaz, amaçsız yol uzatmalar trafiği daha da felç eder. Burada sola dönüşü yasaklamak, Tekel Kavşağını felç eder. İnsanları gerer. Yine yukarıdan gelenler mesela Migrosa gidecekse nereden dönecek? Teyyare Kavşağından mı dolanacaklar? Oraya girme, buraya girme, buraya dönme. Orası tek yön, burası tek yön, orada çalışma var, burada kazı var. Muğla’nın battı çıkılara, köprülü kavşaklara ihtiyacı var. Neden kimse söylemiyor arkadaş?”

İşte sorun da burada başlıyor.

***

Cümleni, “Neden kimse söylemiyor arkadaş” diye bitirirsen sevgili dostum, ben de sana; “yazmayayım diyorum, sonra kızacaklar” şeklindeki kaygını gösteririm sevgili dostum.

İfadelerinde de çok haklısın.

Kanayan ve kanamanın artarak devam edeceğini öngören bir konuya parmak basmışsın.

Kamu yararını gözeten makamlarda görev alanların, en az vatandaş kadar düşünebilmesi gerekmiyor mu bu işleri yaparken?

Sonuçta bu kentte aynı zamanda kendileri de vatandaş olarak yaşıyor.

Adı üstünde kamu yararı…

Hangi aklı evvellerden çıkıyor bu yüksek mühendislik isteyen görüşler ve projeler merak edilesi bir durum.

İlker kardeşim haklı.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek gerektiğine inanıyoruz.

Hepimiz biliyoruz;

Muğla’nın Merkez ilçe kent trafiğinin git gide keşmekeşe dönüştüğünü,

Cinnetin kapıda olduğunu,

Vallahi kapıda.

Can sıkıcı olayların yaşanmasının an meselesi olduğunu,

Şehirde kımıldayacak yer kalmadığını,

Hareket alanının azalmayıp, tamamen bittiğini.

***

Sürücüler, yayalar herkes gergin.

Kent içi trafik güzergah ve uygulamaları evlere şenlik.

Türkiye’de eşi benzeri yok.

Tek yön diye başlatılan uygulamada, araçlar ters istikametten de kara düzen yol alıyor.

Buna Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma araçları da dahil.

Gözümle gördüm, şaka gibi.

Yapmayın, etmeyin.

İvedilikle radikal bir düzenlemeye gidilmeli.

***

Bir düzensizliğe uyduk gidiyoruz.

Kimsenin konuşacak, tepki gösterecek mecali de kalmadı.

O kadar bağışıklık kazandık düzensizliğe.

Önümüze ne sunulursa kapılıp gidiyoruz.

Bu kadar hoşgörülü bir insan ve şehir yapısına, böylesine olumlu sonuçlar doğurmayacak uygulamalar reva mı?

Bazen halkın beklentilerini dinlemek gerekir.

Vatandaşa sormak, danışmak gerekir.

Ortaya atılan görüşlere saygı duymak gerekir.

Demokrasinin gereğidir de aynı zamanda bu tutum.

Halkla inatlaşma olmaz, olmamalı.

Halkın uyarısını dinlemek, bazen olası kötü sonuçlardan koruyabilir yaşadığımız yeri.

Makamları da sağlamlaştırabilir.

Vatandaşa kulak vermeli.

Bu sözünü ettiğim birkaç olumsuz uygulamada inanın kamu yararı yok.

Bilakis zararı var.

***

Yollar zaten daraldı.

Bir de üstüne plansız, düşünülmeden ortaya atılan uygulamalar.

Halkın yaşamını, konforunu kolaylaştırmak amacıyla bulunulan görevler, halka eziyet mekanizmasına dönüşmesin istemindeyiz.

Yetkililere bir de biz seslenelim;

Gelin bu yanlış uygulamadan dönün.

Bizim kent içi trafiğini çözün.

Bu sorunun çözümü, diğer noksanlarınızın çözümü için size zaman kazandıracaktır.

Bu yaşanılası memleket, halk için eziyet olmaya başladı.

Bizden söylemesi.

Şehrimiz için yapılan her güzel çalışmayı alkışlamaya hazırız, ama Perşembe’den geleni de Çarşamba’dan görüp, söylemek durumundayız.

***

Ayrıca, İlker Cömert kardeşim sana sesleniyorum, kim kızarsa kızsın.

Anne babalarımızın kızmasından daha önemli değil…

Buna sadece onların hakkı var.

Bu yazı toplam 1643 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR