Tuncay Dağlı

Tuncay Dağlı

Üniversite kenti geliştirir, ya Kötekli?

Üniversite kenti geliştirir, ya Kötekli?

En başta şunu önemle belirtmek isterim ki, iyi ya da kötü bir imaj, bir kişinin, kurumun ya da şehrin üzerine yapıştığında onu bıçakla kazısanız bile çıkarmak çok zordur.

Hani bir söz vardır “adı çıkmış dokuza, inmez sekize” diye. Aynen öyle. Yeter ki o konuma gelinmesin, ömrü billah ceremesi çekilir de kurtulmak mümkün olmaz.

Bunu neden mi söylüyorum?

Gazeteciliğe ömrünü vermiş biri olarak yaşadığım olaylara ve gözlemlerime dayanarak, Sıtkı Koçman Üniversitesi kampüsünün bulunduğu Kötekli semti ile ilgili düşüncelerimi ifade etmek için.

Aslında Muğla’ya yerleşeli daha bir yıl olmadı ama bazen bir kişi hakkında karar vermek için üç beş dakika bile yeterken, bir yer hakkında fikir üretmek için de orada şöyle bir dolaşmak, hakkında yazılıp, söylenenleri ve yaşanan olayları irdelemek yetiyor.

Bu konuda, Muğla Gazetesi Yazı İşleri Müdürü ve Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Süleyman Akbulut başta olmak üzere yaşadığı kentin sorunlarına sahip çıkan gazeteci meslektaşlarım, yazdıkları makalelerinde sık sık Kötekli’de yaşanan sıkıntıyı dile getirip, ilgilileri uyarıyorlar. Ayrıca burada zaman zaman yaşanan istenmeyen olaylar da yerel ve yaygın basında yer alıp, dikkatlerin buraya çekilmesine neden oluyor.

Çok iddialı bir şekilde söylüyorum ki, eğer başta basın mensuplarının uyarıları ve önerileri dikkate alınmaz, bunlar gelip geçici şeyler, üzerinde durmaya değmez düşüncesiyle hareket edilirse, Muğla’nın üzerine yapışacak kötü imajı hiçbir şey silemez. Bunu önceden görüp, önlemini almak gerekir.

Aslında Muğla’ya yerleştiğim ilk günlerde kenti tanımak için yaptığım geziler sırasında birkaç kez uğradığım Kötekli’nin şehir merkezinden kopuk hali dikkatimi çekmiş ve eleştirime neden olmuştu.

Belki başlarda üniversite kampüsüne yakın olduğu için, yurtlarda ve bu semtteki evlerde kalan öğrencilerin yeme-içme ve eğlenme-dinlenme ihtiyacını karşılaması adına böyle bir semt oluşturmak uygun görülmüş olabilir. Öğrencilerin zamanlarını daha iyi kullanmaları, ulaşım masrafından kurtulmaları için yararlı da olmuş olabilir. Ama madalyonun bir de öteki yüzü var. Öteki yüz de kendini yavaş yavaş gösteriyor.

Bana göre bir üniversitenin, bulunduğu kentin ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan kalkınıp, gelişmesine çok büyük katkısı var. Otuz bin, kırk bin öğrenciye, onlarca fakülte ve yüksekokula, eğitim-araştırma hastanesine ve sosyal tesislere sahip olan üniversitelerin bulunduğu kentlerdeki hızlı gelişmeyi yaşayan ve görenler çok iyi bilir.

Bunun nedeni de dışarıdan gelen öğrencilerin oraya taşıdığı ekonomik getiri ile farklı kültürel davranışlardır. Ve o yörede yaşayanlarla, dışarıdan gelenlerin kültürel etkileşimi hem yerli halka hem de gelip gidenlere çok şey kazandırır. Bir öğrenci beş altı yıllık öğrenciliği sırasında yaşadıklarını, tanıdıklarını, tanık olduğu olayları ömrü boyunca unutmaz. Oradaki her insandan etkilenir ve etkiler. Ve bu öğrenciler mezun olup, ülkenin her yerine dağıldıklarında, hafızalarında kalan olumlu ya da olumsuz imajı beraberlerinde götürürler.

Eğer yöre insanı, tüm bunları göz önünde bulundurup, kişisel menfaatinden önce, içinde yaşadığı toplumun ve kentin çıkarlarını ön planda tutarsa imaj düzgün olur. Yani her alanda hizmet üretenler nezaketli, anlayışlı, koruyan, kollayan, sahip çıkan davranışlar sergilerse, öğrenciler de orada mutlu olur, olumlu düşüncelerle evlerine dönerler.

Şuan Kötekli gibi kent merkezinden kopuk, uydu kent havasındaki yerlerin ise bana göre o şehirde yaşayanlara hiçbir faydası olmaz. Özellikle de kültürel etkileşim anlamında varlığıyla yokluğu biridir. Orada işletme açabilmiş esnaf, evini kiraya veren vatandaş belki biraz para kazanabilir ama bunu yapamayanlar yalnızca seyreder.

Öğrenciler şehir merkezinden uzak duracağı için, ne esnafla ne de diğer kesimle bir etkileşime geçmez. Kurulabilecek dostluklar, arkadaşlıklar kurulmaz, ileriye dönük bağlar oluşturulamaz. Kısacası kimse kimseden bir şey alamadığı gibi veremez de. Sonuç sen sağ ben selamet. Herkes kendi yoluna. Üniversite var mı, var. Peki kime faydası var? Yazıyı bir kez daha okuyun isterseniz.

Bu yazı toplam 2303 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Tuncay Dağlı Arşivi
SON YAZILAR