Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakaret suçlarında diğer Cumhurbaşkanlarına göre daha sert tavır alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini devletle özdeşleştirerek, her sert eleştiriyi “devlete saldırı” gibi yorumlama eğiliminde.

Yüzlerle olan davalar Erdoğan ile onbinlere yükseldi 

Türkiye’de “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması, Recep Tayyip Erdoğan döneminde adeta bir baskı mekanizmasına dönüştü. Önceki cumhurbaşkanları döneminde yüzlerle ifade edilen dava sayıları, Erdoğan’ın göreve gelmesiyle on binleri buldu. Adalet Bakanlığı verileri, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu 2014’ten itibaren bu suçtan açılan davaların rekor seviyelere ulaştığını ortaya koyuyor.

Bu durum, hukukun siyasallaşması, siyasi kutuplaşma ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar açısından önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Önceki Cumhurbaşkanları Döneminde Açılan Davalar

Türkiye’de geçmişte de “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması vardı ancak önceki liderler, eleştirilere karşı daha hoşgörülü bir tavır sergiliyordu. Veriler bunu açıkça ortaya koyuyor:

Kenan Evren (1982-1989) dönemi: 340 dava

Turgut Özal (1989-1993) dönemi: 207 dava

Süleyman Demirel (1993-2000) dönemi: 158 dava

Ahmet Necdet Sezer (2000-2007) dönemi: 163 dava

Abdullah Gül (2007-2014) dönemi: 848 dava

Abdullah Gül’ün görev süresince açılan toplam dava sayısı, Erdoğan’ın yalnızca bir yıl içinde açtığı davalardan bile düşük. Bu da, Türkiye’de ifade özgürlüğü açısından bir dönüm noktası yaşandığını gösteriyor.

Erdoğan Döneminde Hakaret Davaları Zirveye Çıktı

Recep Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında Cumhurbaşkanı olmasının ardından, Cumhurbaşkanına hakaret davaları adeta patlama yaptı. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre:

2014-2019 yılları arasında: 160.169 soruşturma açıldı.

Bu süreçte: 38.581 dava açıldı.

2014-2018 yılları arasında: 63.041 kişi yargılandı, 9.554 kişi mahkûm edildi.

Bu sayılar, önceki tüm cumhurbaşkanlarının dönemlerinde açılan davaların toplamının bile kat kat üstünde.

Erdoğan Döneminde Muhalefet Liderlerine Baskı Arttı

Önceki cumhurbaşkanları döneminde, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla parti liderleri veya önemli siyasetçilerin gözaltına alındığı ya da ceza aldığı vakalar oldukça nadirdi. Ancak Erdoğan’ın döneminde bu tablo değişti.

Muhalefet liderleri ve siyasetçilere yönelik “Cumhurbaşkanına hakaret” davaları ciddi şekilde arttı. Örneğin:

Selahattin Demirtaş, Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Erdoğan’a yönelik açıklamaları nedeniyle gözaltına alındı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, yine aynı suçlamayla adli soruşturma başlatıldı.

Bu örnekler, Erdoğan döneminde “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasının muhalefet liderleri ve siyasi figürleri baskı altına almak için nasıl daha aktif kullanıldığını gözler önüne seriyor. Önceki cumhurbaşkanları döneminde siyasetçilerin bu suçtan yargılanması veya ceza alması olağan dışı bir durumken, Erdoğan yönetimi altında bu suçlama sıkça gündeme gelen bir baskı aracı haline geldi.

Peki, Neden Bu Kadar Çok Hakaret Davası Açılıyor?

Erdoğan’ın döneminde hakaret davalarının rekor seviyeye ulaşmasının birkaç temel sebebi var:

1. Siyasi Kutuplaşma

Türkiye’deki sert siyasi atmosfer, Erdoğan’ı destekleyenlerle karşı çıkanlar arasındaki gerilimi artırdı. Bu kutuplaşma, sosyal medya ve geleneksel medyada daha sert eleştirilerle kendini gösterdi.

2. Sosyal Medyanın Gücü

Erdoğan’ın iktidarında sosyal medyanın yaygınlaşması, bireylerin eleştirilerini daha görünür hale getirdi. Eskiden sadece basın organlarıyla sınırlı olan eleştiriler, artık milyonlarca insanın erişimine açık hale geldi.

3. Hukukun Siyasallaşması

Muhalifler, Erdoğan’ın yargıyı bir baskı aracı olarak kullandığını ve eleştirilere tahammül edemediğini savunuyor. Açılan davaların büyük bölümü, gazetecilere, akademisyenlere ve sıradan vatandaşlara karşı açılmış durumda.

4. Erdoğan’ın Yönetim Tarzı

Önceki cumhurbaşkanları, hakaret davalarını kişisel bir mesele haline getirmezken, Erdoğan bu suçlamaları doğrudan kendi siyasi gücünü koruma aracı olarak kullanıyor. Kendisini devletle özdeşleştirerek, her sert eleştiriyi “devlete saldırı” gibi yorumlama eğiliminde.

Cumhurbaşkanına Hakaret Yasası Kaldırılmalı mı?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve birçok uluslararası hukuk kuruluşu, “Cumhurbaşkanına hakaret” yasasının demokrasiyle bağdaşmadığını ve ifade özgürlüğünü kısıtladığını belirtiyor.

Türkiye’de de hukukçular ve insan hakları savunucuları, bu yasanın kaldırılması gerektiğini savunuyor. Çünkü bu yasa, iktidarı eleştirenleri susturmak için bir sopa haline gelmiş durumda.

Özellikle Erdoğan döneminde, eleştirileri bastırmak için açılan davaların sayısı, bu yasanın nasıl bir baskı aracına dönüştüğünü gösteriyor.

Erdoğan Dönemi, Hukuki ve Siyasi Bir Dönüm Noktası mı?

Türkiye’de Cumhurbaşkanına hakaret suçunun bu kadar yaygın şekilde kullanılması, sadece bir hukuk meselesi değil, aynı zamanda siyasi sistemin nasıl değiştiğini gösteren bir olgu.

-Önceki cumhurbaşkanları döneminde bu suçtan yargılanan insan sayısı yüzlerle ifade edilirken,

-Erdoğan döneminde on binlerce insan bu tehditle karşı karşıya kaldı.

Eğer Türkiye’de demokrasi ve ifade özgürlüğü güçlendirilmek isteniyorsa, Cumhurbaşkanına hakaret yasasının kaldırılması ya da sınırlarının daraltılması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu yasa siyasi bir silah olarak kullanılmaya devam edecek ve binlerce insan yargı tehdidi altında kalmaya devam edecektir.