Kumbahçe bu yaz sadece güneşin değil, kamuoyunun da altında ısınıyor. Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, eline metreyi alıp Kumbahçe sahilini adım adım ölçtü. Halk için ayrılacak alanı da 3 metre olarak belirledi. Bu “3 metre kararı” bir anda Bodrum’un siyaset, medya ve plaj simitçileri arasında birinci gündem maddesi oldu.
Aslında Tamer Mandalinci’nin niyetinin vatandaşın hakkını budamak değil, sahildeki kaosu düzene sokmak olduğunu herkes biliyor. Ama elinizde metre varsa, halkın gözü de anında santimetreye kayar. “Üç metre mi? Bu ne şimdi?” denince işin rengi değişti.
Pilot Bölge mi, Türbülans Alanı mı? Kumbahçe’de Siyaset de Kumda Oynuyor
Kumbahçe’nin “pilot bölge” ilan edilmesi kulağa hoş geliyor. Ama ne yazık ki bu pilot kalkışı biraz türbülanslı başladı. Zira Cumhur İttifakı da olaya sessiz kalmadı. MHP Bodrum İlçe Başkanı Tayyar Şafak ve AK Parti İlçe Başkanı Yaşar Yıldız birlikte açıklama yaparak “3 metre olmaz, bu millet en az 5 metreyi hak ediyor” dediler.
Hatta daha da ileri gittiler; “Konuyu Kaymakam’a taşıyacağız, olmadı İçişleri Bakanı’na gideriz, o da yetmezse sine-i millete döneriz” dediler. Durum ciddi yani. Üç metre meselesi, adeta politik ölçüm krizine dönüştü. Şimdi herkes mezurasını almış pozisyon alıyor: kim daha fazla alan savunuyor?
Ama burada sorulması gereken asıl soru şu: Vatandaşın anayasal hakkı olan kamu sahilinde, üç mü beş mi kavgası yaparken, işletmelerin 30 metre boyunca yayılması neden bu kadar normalleşti? Yoksa mesele vatandaş değil, kimin daha çok şezlong açabileceği mi?
Cumhur İttifakı 3 Metreye Takıldı: “Yetmez ama beş olsun”
Cumhur İttifakı’nın tepkisi aslında siyasi pozisyon alıştan öte, kamuoyu refleksine hitap ediyor. “Vatandaşa 3 metre mi layık gördünüz?” diyerek meydanı boş bırakmak istemiyorlar. Haklılar da. Ama çözüm sadece rakam artırmak değil, bütün dengeyi yeniden kurmak olmalı.
Çünkü mesele sadece kaç metre değil; o metrenin nasıl kullanıldığı. Eğer vatandaşa 5 metre verilecek ama yine şezlong işgaliyle dolacaksa, o 5 metre 3’ten daha anlamlı olmayabilir. Sayılar değil, içerik tartışması gerekiyor. Kumbahçe sahili “santimetre siyaseti” değil, ortak akıl sahnesi olmalı.
Bodrum Usulü Sahil Barışı: Ortak Akılla Bebeği Sağlıklı Doğurtalım
Kumbahçe pilot bölge ise, burası sadece bir deneme alanı değil; aynı zamanda bir vizyon alanı olmalı. Buradan doğacak model, yarımadanın tamamını etkileyecek. O yüzden bu “bebek” sağlıklı doğmalı. Ne erken doğmalı, ne de doğar doğmaz kamuoyu krizine boğulmalı. Pilot bölge deyip, altına kum serip geçemeyiz.
Çözüm basit ama incelikli: Gündüz sahil vatandaşın olsun; akşam ise işletmeler masalarını kursun, ışıklarını yaksın, Kumbahçe’yi canlandırsın. Hijyen kurallarına uygun olmayan, mutfağını sahile taşımış işletmeler ise gözden geçirilsin. Yani hem adaletli, hem yaşanabilir, hem de sürdürülebilir bir düzen kurulsun.
Kumbahçe’deki üç metrelik kriz aslında sadece bir ölçüm meselesi değil; Bodrum’un vicdan ölçüsüdür. Bu mesele Tamer Mandalinci’nin omuzlarına bırakılacak kadar kişisel değil; tüm siyasi aktörlerin, halkın ve esnafın birlikte taşıyacağı bir sorumluluktur.
Ortak Akıl Galip Gelecektir
Santimetrelerle siyaset yapılmaz. Kumbahçe bir sembol olacaksa, bu sembol demokrasiyle, diyalogla ve sağduyuyla şekillenmeli. Metreyi bırakalım, vicdanla ölçelim. O zaman ne 3 metre eksik gelir, ne de Bodrum’un kalbi kırılır.