Türkiye’nin turizmde dünyaya açılan penceresi Bodrum, iki gün süren elektrik kesintisiyle karanlığa gömüldü. “Marka şehir” denilen bir yerde vatandaş, su için tanker peşinde koşuyor, elektrik için sosyal medyada kesinti listesi kovalıyor.

Elektriksiz Bodrum, Susuz Bodrum

Bodrum… Güneşiyle, deniziyle, havasıyla bir marka şehir. Ama elektrik kesintisi duyurusu yayınlanınca herkesin gözü listelere kilitleniyor: “Acaba bizim mahalle de var mı?” O telaşla bir yandan su tankerini arayan, diğer yandan elektrik hazırlığı yapan Bodrumlu, markanın değil tam tersine yokluğun içine itiliyor.

Aydem’e Kim Dur Diyecek?

Elektrik dağıtımını üstlenen Aydem’e kimse hesap sormuyor. “Kardeşim sen bu özelleştirmeye talip oldun, peki ne yapıyorsun?” diyen yok. Özelleştirme sonrası dahi ilçenin elektrik sorununu çözemeyen bu kuruluş, Bodrum’u adeta çaldım çayıra bırakıyor. Lütfederlerse elektrik geliyor, gelmezse halk karanlıkta bekliyor. Bu tabloya güçlü bir ses çıkmazsa, Bodrum kaderine terk edilmiş bir ilçe görüntüsünden kurtulamaz.

Mandalinci Günah Keçisi mi?

Vatandaşın öfkesi dönüp dolaşıp Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’ye yöneliyor. Oysa bu sorun sadece bir belediye sınırını değil, merkezi yönetimden dağıtım şirketlerine kadar uzanan zinciri ilgilendiriyor. Mandalinci elbette Bodrum’a iz bırakmak, siyasi kariyerini parlatmak ister. Ama elektrik ve su gibi temel meselelerde çözüm, çok daha büyük bir irade ve koordinasyon gerektiriyor.

Çıkmaz Sokaktaki Bodrum

Bugün Bodrum, elektriksiz ve susuz bir çıkmaz sokakta. Ne yerli halk mutlu ne de dünyanın dört bir yanından gelen turist. Marka şehir imajı her kesintiyle biraz daha zedeleniyor.

Bodrum’u Yaşatmak

Biz Bodrum’u seviyoruz. Havası, suyu, insanı her şeye rağmen kıymetli. Ama Bodrum’u yaşatmanın yolu önce en temel ihtiyaçlardan geçiyor: Elektrik ve su. Eğer bu sorunlar kalıcı olarak çözülmezse Bodrum, bir turizm markası olmaktan çok, kendi enerjisizliğinin simgesi haline gelecek.