TANDOĞAN UYSAL
Bodrum Değerlerine Neden Vefasız?
Bodrum’a Soruyorum: Şair ve Hiciv Üstadı Neyzen Tevfik’e Sahip Çıkamayanlar, Yazar Halikarnas Balıkçısı’nın Evini Neden Koruyamadı?
Geçen gün Bodrum’un çocuğu ve tartışılmaz değeri,
şair, saz ustası ve hiciv üstadı Neyzen Tevfik üzerine
“Bodrum Neyzen Tevfik’e sahip çıkıyor mu?” başlıklı bir yazı yayımlamıştım.
Bu yazıyı okuyan bir okurum, Necip Damar, konuyu daha da genişleten önemli bir yorum yaptı.
Soruları yerindeydi ve hak ettiği ağırlığıyla tartışılması gereken noktalara işaret ediyordu.
Bu nedenle hem onun dikkat çektiği başlıkları hem de kendi değerlendirmemi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Necip Damar’ın Sorduğu Büyük Soru: Bodrum Ne Yapıyor?
Necip Damar’ın şu sorusu, Bodrum’un kültürel hafızasını sorgulatan bir gerçeklikle karşımıza çıkıyor:
“Neyzen Tevfik’i unutan Bodrum, Bodrum’u dünyaya tanıtan yazar
Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın (Halikarnas Balıkçısı) evini hangi akılla dondurmacıya çevirdi?”
Bu yalnızca kişisel bir sitem değil;
Bodrum’un kültüre yaklaşımının en çıplak hâlidir.
Bugün Bodrum’da kültür yaşatılmıyor, tüketiliyor.
Hatıralar korunmuyor; vitrine çıkarılıyor.
Neyzen’in Sazı Sokaklarda, Balıkçı’nın Evi Tabelalarda
Şair ve hiciv ustası Neyzen Tevfik için Bodrum’da gerçek anlamda sahiplenilmiş bir mekân yok.
Ama adına çekilen sayısız selfie var.
Yazar ve düşünür Halikarnas Balıkçısı’nın evi ise yıllardır bir dondurmacı tabelasının gölgesinde.
Bu tablo karşısında insan sormadan edemiyor:
Bodrum, kendi kültürel mirasının gerçekten farkında mı?
Sokaklara Ad Verirken Kaybedilen Hafıza — Necip Damar’ın Diğer Sorusu
Necip Damar’ın bir başka sorusu da hafızanın nasıl silindiğini gösteriyor:
“Çöpçü İbrahim Sokağı var da neden Avram Galanti Sokağı yok?
Herodot Sokağı neden olmaz?”
Gerçekten de Bodrum’un sokaklarında isim var ama hafıza yok.
Tarihi olmayan kişilere sokak adı verilirken,
Bodrum’un dünya ölçeğinde tanınmış isimleri görmezden geliniyor.
Bu mudur Bodrum’un kültür anlayışı?
Bu mudur “kültür kenti” olmak?
Bodrum’un Gerçek Sorusu: Değerlerimiz Kime Emanet?
Halikarnas Balıkçısı’nın evini bir dondurmacıya,
şair ve hiciv ustası Neyzen’in hatırasını magnet tezgâhlarına
dönüştürebilen bir anlayıştan kültür koruması beklemek mümkün değildir.
Burada amaç, değerleri yaşatmak değil;
değerlerin üzerinden “ticari dönüşüm” yaratmaktır.
Sonuç çok net:
Bodrum korumuyor; Bodrum tüketiyor.
Bu Kararlar Kimin Sorumluluğu?
Halikarnas Balıkçısı’nın evi nasıl bu hâle geldi?
Neyzen Tevfik için hangi adımlar atıldı?
Yerel yönetimler, kültür kurumları, kent konseyleri ne yaptı?
Bir kente sorulması gereken soru basittir:
Kendi değerlerine sahip çıkamayan Bodrum nasıl bir kültür şehri olabilir?
Bodrum İki Büyük Ayıbıyla Yüzleşmeli
Bu mesele yalnızca iki kişinin hatırası değildir;
bir kentin vicdanıdır.
Bodrum hem
hiciv ustası Neyzen Tevfik’e,
hem de
yazar ve düşünür Halikarnas Balıkçısı’nın evine
sahip çıkamamıştır.
Neyzen’in sazı rüzgârda değil, tezgâhlarda çalıyor.
Balıkçı’nın evinde edebiyat değil, külahlar dökülüyor.
Bu mudur Bodrum’un mirasa bakışı?
Bodrum Değerlerine Ne Zaman Sahip Çıkacak?
Sahip çıkmak; tabela asmak değildir.
Sahip çıkmak; hatırayı ticarete çevirmek hiç değildir.
Sahip çıkmak; geçmişe duyulan saygıdır.
Bu nedenle soruyorum:
Bodrum, şair ve hiciv ustası Neyzen Tevfik’e gerçekten sahip çıkıyor mu?
Dünyaya Bodrum’u tanıtan yazar Halikarnas Balıkçısı’nın evini neden koruyamadı?
Ve bu soruların cevabını kim vermek zorunda?
Bu sorular artık yalnızca benim değil;
okurum Necip Damar’ın sorularıdır.
Ve Bodrum’dan cevap bekliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.