TANDOĞAN UYSAL
Halikarnas Balıkçısı: Bodrum’u Türkiye’ye ve Dünyaya Tanıtan Efsane
Bodrum’un simgesi haline gelen Cevat Şakir Kabaağaçlı, nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı, bugün bir televizyon dizisiyle yeniden gündeme geldi. Yeni kuşaklar onu bu diziyle tanımaya başladı, ancak Bodrum’u Türkiye’ye ve dünyaya tanıtan kişi olarak zaten bir efsaneydi. Onun Bodrum’a olan sevgisi, sadece kentin doğasına ve kültürüne kattıklarıyla değil, aynı zamanda Türk edebiyatına kazandırdığı eserlerle de nesilden nesile aktarılan bir miras oldu.

Cevat Şakir Kimdir? Bodrum’u Türkiye’ye ve Dünyaya Tanıtan Efsane
1925 yılında yazdığı bir hikâye nedeniyle dönemin hassas konularından birini eleştirdiği gerekçesiyle İstiklal Mahkemesi tarafından Bodrum’a üç yıllık sürgün cezasına çarptırılan Cevat Şakir, bu sürgün sayesinde hayatının en önemli dönemini yaşamış ve Bodrum’u keşfetmiştir. O dönemde küçük bir balıkçı kasabası olan Bodrum, Halikarnas Balıkçısı sayesinde adım adım Türkiye’nin ve dünyanın tanıdığı turistik bir cennete dönüşmüştür.
Bodrum’a Sürgün: Bir Yazarın Yeni Cenneti
Sürgün olarak geldiği Bodrum’da, doğanın güzelliklerine hayran kalan Cevat Şakir, burada sadece yazarlık yaparak değil, aynı zamanda doğayı zenginleştirerek iz bırakmıştır. Begonvil, mimoza, palmiye ve greyfurt gibi bitkiler, onun getirdiği tohumlarla Bodrum’a yerleşmiştir. Bugün begonvillerle süslü dar sokakları ve beyaz evleriyle tanınan Bodrum’un bu karakteristik yapısı, Halikarnas Balıkçısı’nın doğaya duyduğu sevginin bir sonucudur.

Trajik Bir Geçmiş: Baba Katilliği
Cevat Şakir’in yaşamını şekillendiren bir diğer önemli olay, babası Şakir Paşa ile yaşadığı trajik tartışmadır. Tartışma sırasında yaşanan arbedede Cevat Şakir’in silahından çıkan kurşun, babasını öldürür. Bu olay nedeniyle 15 yıl kürek cezasına çarptırılan yazar, cezasının yedinci yılında serbest bırakılır. Ancak bu trajik olayın izleri, yaşamı boyunca peşini bırakmaz.
‘Nurda Yaşarım’ Felsefesi
Sürgün cezası sona erdiğinde Bodrum’dan ayrılmayan Cevat Şakir, burayı cenneti olarak görür ve “Başka yerde ölüp nurda yatacağıma burada nurda yaşarım” diyerek Bodrum’a olan bağlılığını ifade eder. Bahçıvanlık yaparak geçimini sağlayan yazar, yerel halkın sevgisini kazanır ve doğayla iç içe bir yaşam sürer.
Mavi Yolculuk Geleneği: Doğayı ve Edebiyatı Buluşturan Yolculuk
1945 yılında, edebiyat dünyasından dostlarını Ege kıyılarında bir yolculuğa davet eden Halikarnas Balıkçısı, modern dünyadan uzaklaşarak doğayla bütünleşmeyi amaçlayan bu etkinlikleri bir gelenek haline getirir. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu gibi isimlerin de katıldığı bu yolculuklar, daha sonra “Mavi Yolculuk” adıyla anılır. Bugün hâlâ süren bu gelenek, Halikarnas Balıkçısı’nın doğaya olan tutkusunun bir mirasıdır.

Son Yılları ve Vasiyeti
Cevat Şakir, çocuklarının eğitimi nedeniyle Bodrum’dan ayrılarak İzmir’e taşınır. Burada turist rehberliği yaparak geçimini sağlar ve bu işi profesyonel olarak yapan ilk kişi olur. Bu nedenle ona “Pir-i Rehberan” unvanı verilir. 13 Ekim 1973’te İzmir’de vefat eden yazar, vasiyeti üzerine Bodrum’da, Turgutreis beldesinde toprağa verilir.

Türkiye’ye ve Dünyaya Bodrum’u Tanıtan Halikarnas Balıkçısı
Bugün Bodrum, begonvillerle süslenmiş beyaz evleri, dar sokakları, sahilleri ve mavi sularıyla Türkiye’nin dünyaya açılan pencerelerinden biri olarak biliniyor. Ancak Bodrum’un bu kimliği, büyük ölçüde Halikarnas Balıkçısı’nın eseridir.
Bir televizyon dizisiyle yeniden gündeme gelen Cevat Şakir Kabaağaçlı, yeni kuşaklar tarafından daha yakından tanınsa da Bodrum ve Türkiye için zaten bir efsaneydi. O, Bodrum’u sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da tanıtan adam olarak hep hatırlanacak. Onu herkes Halikarnas Balıkçısı olarak tanıdı; o, Bodrum’u Bodrum yaparak adını ölümsüzleştirdi.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.