Süleyman Akbulut

Süleyman Akbulut

BİZİM HASTANEDEKİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÜVENDE Mİ?

BİZİM HASTANEDEKİ SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÜVENDE Mİ?

Haftanın ilk günü sabah saatlerinde Muğla Valiliği’nden açıklama servis edildi.

Şöyle deniyordu açıklamada:

“Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında İçişleri Bakanlığının 21.03.2020 tarih ve 5762 sayılı Genelgesi kapsamında sokağa çıkmalarına kısıtlama/yasaklama getirilen tek başına yaşayan ve/veya herhangi bir yakını bulunmayan 65 yaş ve üzeri ile bazı kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın zorunlu/temel ihtiyaçları İl genelinde Vali/Kaymakamlar Başkanlığında oluşturulan “Vefa Koordinasyon Grubu” tarafından Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı, yerel yönetimler, Sağlık Müdürlüğü, AFAD ve Kızılay görevlileri aracılığı ile karşılanacaktır.

Kurulan Vefa Koordinasyon Grubunun kararı/görevlendirmesi/koordinasyonu olmadan hiçbir kurum, kuruluş ve Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yardım faaliyeti gerçekleştirilmeyecektir.

Sokağa çıkması kısıtlanan/yasaklanan 65 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın zaruri /temel ihtiyaçlarına olan taleplerini 112, 155, 156 çağrı numaraları üzerinden iletebileceklerdir.”

Anlaşılacağı gibi bu süreçte ‘Vefa Koordinasyon Grubu’ faaliyette.

Doğru bir uygulama.

Yardım faaliyetinde bulunmak isteyen kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşları, önce Vefa Koordinasyon Grubu’nun karar, görevlendirme ve koordinasyonuna başvuracak.

Böylelikle gelişigüzel ve popülist yardım faaliyetlerinin de önüne geçilmiş olacak.

Fırsatçılara karşı da ciddi bir önlem oluşturacağı kesin.

***

Doğru adımlar kadar, havada kalanlar da yok değil.

Corona virüse karşı mücadelede yerinde ve doğru olan adımlar kadar, kalıcı olmayanlar da göze çarpıyor.

Mesela sürece ilişkin, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan sağlık çalışanlarının tamamı güvende mi bunu sormak isterim.

Şüpheli vakalar mutlaka korunaklı sağlık personelleri tarafından hastaneye getiriliyor ama ya çalışanlar…

Hastanede çalışan hastane personeli için önlem alınmadığını gözlemliyoruz. Çalışanlar kadar ailelerinin de huzursuz olduğunu biliyoruz.

Hastane yönetiminin bu konuya ilişkin herhangi bir önlemi yok gibi. Hastalar hastaneye elini kolunu sallayarak geliyor.

Bunu bizzat tespit ettik.

Hastanenin güvenliğinden sorumlu görevliler için ne gibi önlem alındı mesela?

Şüpheli vaka hastaneye getirilirken, güvenlik görevlisinin yanından geçmiyor mu?

Geçiyor.

O zaman bu kadar önlemin de hiçbir anlamı kalmıyor.

Eminim ki bizim gözümüze çarpan bu detay, hastane çalışanlarının bizzat yaşadığı bir korkunun da adı olabilir.

Hastane yönetiminin tez vakit, doktor, hemşire, sağlık memuru dışındaki çalışan personeli için de önlemlerini arttırması gerekiyor.

Bu konunun takipçisi olacağız.

Dr. Naki Bulut’un önerilerini geçen yazımda dile getirmiştim. Devlet yönetimlerinin uygulaması gereken önlemlerin dışında, sürece yönelik, “Hastanemizde önümüzdeki zor günler için uzun zamandan beri, meslektaşlarımın özverili çalışmaları ile eldeki olanaklar çerçevesinde gerekli hazırlıklar en iyi şekilde yapılmış durumda. Tüm hekim ve sağlık çalışanları olarak elimizden geldiği kadar sizlere yardımcı olacağımız konusunda hiçbir şekilde kuşku duymayın” şeklindeki ifadesi yüreğimize su serper nitelikteydi. 

Oysaki biz o zamana kadar mevcut hastanede dezenfekten ve maske yokluğundan söz etmiş, hatta hastane terzihanesinde maske üretimine geçildiğini de kaleme almıştık.

Kaş yapalım derken, göz çıkarmayalım.

Madem vatandaşa, evden çıkmamalarının salgının sona ermesi sürecince katkı sunacağını tekrarlıyor ve vatandaşa yapması gerekenleri söylüyoruz, ya da hastanemizin her türlü hazırlığını en iyi şekilde yapmış olduğunu kamuoyuna aktarıyorsak, o zaman devlet eliyle yürütülen alanlardaki önlemlere, özellikle sağlık kurumlarının en başta riayet etmesinin şart olduğunu ifade etmek isteriz.   

Canhıraş görev yapan insanlara korku yaşatmaya kimsenin hakkı yok.

Önlem alınmazsa, her akşam saat 21.00’deki alkışların pek bir hükmü de kalmayacak.

Bu da böyle biline.

Bu yazı toplam 668 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Süleyman Akbulut Arşivi
SON YAZILAR